26 Nisan 2008 Cumartesi

İNCİR REÇELİ


Bazı gözler vardır ki, kişi yeşil giyerse yeşil olarak gözükür.Mavi veya lacivert giyerse ,mavi olur.Kimyasal bir bileşik olan göz taşının da bu özelliği olduğu söylendiği içindir ki adı göz taşı olmuştur. Göztaşı kullanmak ise inciri canlı ve diri göstermesi içindir..Yabani incir, rengi mavi olan göz taşında bekletilince suyu sıkılsa da kaynayınca zümrüdü yeşil rengini korur.Bu reçelin lezzeti ile rengi bir ayrıcalık gösterir bildiğimiz incirden değil yenmeyen yabani incirden yapılır..Pazarlarda köylüler veya çingeneler bazen ayıklanmış olarak ta satarlar.Çünkü ayıklanması da zordur. Kabuğunu incecik üzerinden almak gerekir.Derine kaçar veya patates gibi kalın doğranırsa şekli bozulur. Bu reçelin tadı hafif ve çeşnisi farklıdır. Sebebi ise; meyve aşılı ve lezzetli olmayışından kaynaklanmaktadır. Eskiden İstanbul da ekaliyetin evlerinde çokça bulunurdu. Misafirlerine şekerlik içerisinde kahveden sonra bir bardak su ile ikram edilirdi.Reçelden ziyade bir tür tatlı havası vardır. Bu gün hafta başı tatlı yiyip tatlı başlayalım.. Şimdi mevsimi bir deneyin derim, afiyet olsun………….

Malzemeler:

1 kg yabani incir
8 bardak toz şeker ( 2 kg )
1 çay kaşığı göztaşı
1 parça limon tuzu yada limon
10 adet karanfil
3 bardak su

Yapılışı:

1.Bıçakla incirlerin kabukları incecik soyulur.İncirler bol su ile 20 dakika haşlanır.Haşlanan incirler suyu değiştirilerek bir gece bekletilir.Daha sonra suyu değiştirilerek içine göztaşı atılır.Karıştırılır ve bir saat bekletilir.Sonra bol su ile birkaç su yıkanır ve incirlerin içindeki su iyice sıkılır.
2.Şeker su ve karanfil kaynatılır.İncirlerin üzerine dökülür.Bir taşım kaynadıktan sonra limon tuzu veya limon ilave edilir.Reçel kıvamına geldiğinde ocaktan alınır.
3.Reçelin kıvamını iki ayrı yolla kontrol edebilirsiniz..Reçelin şurubundan , tırnak veya temiz ve kuru bir kaba damlatılır.Şurup yayılmıyor ve şeklini kaybetmiyorsa reçelin kıvamı tamamdır.Diğeri içinde su dolu bir bardak içine şuruptan bir damla damlatılır.Eğer damla dağılmadan bardağın tabanına kadar inerse kıvamını bulmuş demektir.Arzu ettiğiniz bir yöntemi seçebilirsiniz.
4. Reçel kavanoza sıcak iken doldurulmalı , ağzı sıkıca kapatıldıktan sonra ters çevrilip bırakılır.Rutubetsiz ve loş yerlerde saklanır

16 Nisan 2008 Çarşamba

SAP VE KABUĞUYLA ENGİNARLI BAKLA


Enginarlar oldu .henüz yerlisi ve Susuz tarım ürünü çıkmasada mevcutlar güzel. çok taze olduklarından,çanak ayıklanması yapılıp,bilinen şekliyle pişirilmez.. Bende bilmiyordum Ayvalığa yerleştikten sonra öğrendim amma enfes.Sakın kabuklarıyla falan demeyin genelde ege bölgesinde bu mevsim yaptığım tarif şekliyle pişirilir.Kabuklarını emerek yiyorsunuz.müthiş bir tat tavsiye ederim.Aklıma gelmiş iken şunuda belirteyim.Hani ayıptır söylemesi ödüllüdür.Ayrıca sevgili dostum yazar sayın Nedim Atilla jüri üyesi iken tadı damağında kalmış.İzmire gelirken pişirip getirirmisin dedi geçmiş yıllarda onada pişirip götürmüştüm. sizede tavsiye ederim. kabuğunu düşünmeyin ayrı bir tat .Şimdilik afiyet olsun.

Malzemeler:

6 adet Enginar
1.5 kilo bakla
1 su bardağı zeytinyağı
2 soğan(taze)
2 limon
1 demet dereotu
1 adet kesme şeker
1 tatlı kaşığı tuz

Yapılışı :


Geniş bir kapta limonlu su hazırlanır. Daha sonra enginarlar saplarından 2 parmak kalacak şekilde kesilir.Dış yaprakları sarı renge gelene kadar soyulur. Sonra uç kısmından 2 parmak kadar kesilir.Sapıyla birlikte ortadan ikiye bölünür.İçindeki tüylü kısım temizlenir ve hazırlanmış olan tuzlu suya atılır. Bütün enginarlara aynı işlem uygulanır. Daha sonra baklanın dış ve iç kabukları soyulur. Ayıklandıktan sonra 350 gram iç bakla elde edilir.

Geniş bir tencereye zeytinyağı, küçük doğranmış taze soğan konur. Üzerine enginarlar yerleştirilir. Enginarların aralarına baklalar serpiştirilir.Tuz, şeker ve limon suyu ilave edilir. Kısık ateşte kapağı açılmadan kendi suyuyla pişirilir.Tencerenin içindeki su bitince pişme işlemi tamamlanmış olur. Ateşten alınca üzerine yarım demet dereotu serpilir. Soğumaya bırakılır.Soğuduktan sonra servis tabağına alınır ve kalan yarım demet dereotuyla süslendikten sonra servise sunulur.Bazı tarifler okuyorum sakın ola ki içine un ve su konmaz. sakın ha....kahve pişen ocakta pişecek.en az1.5 saat.yavaş yavaş kendi suyunu salacak sonra çekecek.Ayrıca iç baklada şart değil taze baklayla olur.kuru soğan konmaz yakışmaz taze bakla taze soğanla iyi olur.

LOĞUSA ŞERBETİ


Ah…Ah.. Öyle dertliyim bu şerbetlerden yana hiç sormayın anlatamam.Canım şerbetlerimiz gitti.Şimdi bize sorbe içiriyorlar.Ya da alıştırıyorlar. Hani alıştıkya Artık.. fanta,kola,schveps.. benzeri asit depolarına döndürdüler bizi. Obezite işteböyle başladı. Bu ülkede.Ulu önderimiz, Atamızın çok sevdiği hardaliye şerbetinin adını unutmadıkmı. İzmir'in adeta sembolü olmuş buz gibi demirhindi,ekşi karadut şerbeti varmı.? Bozdağdan Ödemiş’e indirilen karlar develer le İzmir’e getirilir şerbetlerin içine konurdu.Çünkü O zamanlar soğutma tekniği yoktu.Unutturdular bize, kim biliyor(kızılcık,meyan,nar,Lütuf,tarçın,koruk,Turunç vs) şerbetini ,kim evinde yapıyor.Hazır asit depoları varken.Bizler cola içeriz değilmi.. ya…. Bizim emsalsiz tat da çok leziz şerbetlerimiz vardır. Yazık inanın çok üzülüyorum.İşte bunların arasında halen kullanılan az da olsa bilinen Limonata ve Loğusa Şerbeti vardır.
Loğusa şerbeti,Anne sütünün bol ve bereketli olması ,Bebeğin hasarsız ağız tadıyla sıkıntısız bebekliğini geçirmesi maksadıyla yapılır.Bebeğin doğumununİkinci günü sabahından,üçüncü günü akşamına kadar,gelen giden eş,dost ve akrabalara ikram edilir.Sarayda ise doğum sonrasında Altın,gümüş ve billur kaplarda ziyarete gelenlere o kısımda hizmet eden güzel cariyeler ikram ederdi.sadrazama gönderme ise başlı ,başına bir seronomi idi.Loğusa şerbeti evde hazırlanırdı.İlk önce toz şekerden şurup kaynatılır.İçerisineBaharat katılır. Kastamonu dan gelen adına ‘’galibarda’’ denilen kırmızı renkteBir tür gıda boyası katılırdı.Karanfil konmasının nedeni idrar söktürmesi ve idrar yollarını temizlemesidir.Gönderilen Loğusa şerbeti duruma göre Billurveya Saksonya testilerine konularak yollanırdı.Bebek kız ise beyaz tüle sararlar.Erkek ise kırmızı kurdele bağlanırdı.Bu şekilde hazırlanan şerbet sürahileriakraba,din adamları,dostlara ilgili resmi yerlere gönderilerek doğum resmi olarak bildirilmiş olurdu. Şimdi hazır loğusa şekeri satılıyor.isterseniz şekeri veya baharatı az ise ilave edersiniz.yapma devri pek yok .Bende hazır aldımSize sunuyorum. Beğenirsiniz ümidiyle. İşte bizim geçmişimizdeki atalarımız böyle asil yaşamış. Bizlerde onların şimdiki kuşaklarıyız . Saygılarımı sunarım.


Malzemeler:

½ loğusa şekeri
toz şeker (Gerektiğinde istendiği kadar )
karanfil “
kabuk tarçın “
250 gram çam fıstığı
15 bardak su
ölçü olarak 1kg şekere 30 bardak su konur.istendiğinde yukarıdakilerden ilave yapılabilinir.

Yaplışı:

Loğusa şekeri, su bir tencereye koyulur. Gerektiğinde Karanfil ve kabuk tarçın bir tülbent te sarılarak tencerenin kenarına bir iplikle bağlanıp tencerenin içine sarkıtılır. Veya direk içine konup süzülür. 30 dakika kaynatılır.Süzülür.Fıstıklar teflon bir tencerede çok az yağ ile pembeleştirilir.Soğuduktan sonra bardaklara alınır.Üzerine fıstık serpilir.soğuk servis yapılır.

9 Nisan 2008 Çarşamba

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI



Tek tanrılı dinlerin kutsal kitaplarındaki muhteşem ağaç, zeytin ağacı barışın asil simgesi zeytin dalı.Onun latif meyvesi zeytin, bununda leziz meyve suyu zeytinyağı. Evet zeytinyağı zeytin meyvesinin suyudur.Anayurdu ise Ülkemiz sınırları…İspatımı ? Çok basit, Toroslar’ın uçsuz bucaksız delice ormanları.Gemlik sahilinden başlayan Ege ve Akdeniz’e inen Gaziantep yöresinden Antakya ve Suriye kadar uzanan bölge Zeytincilik ve zeytinyağcılığın yapıldığı yöredir.Bu yıl ,geçen yılın kurak geçmesi nedeniyle ürün yüzdesi çok düşük.Bildiğiniz gibi zeytin ve zeytinyağının tazesi yani aynı yılın ürünü makbuldür.Beklemişi pek tercih edilmez.Bu yıl ürün azlığından ötürü iç piyasa talebini karşılayamıyor. Sizlerin aldığı zeytinler maalesef iki yıl evvelinindir.Artık lezzetini kaybetmiş sert olmayan yumuşamış halidir.İşte burada sizlere kendi ürünümden elimde bulunan mahdut miktardaki zeytin ve zeytinyağını sizlere sunmak isterim.Bu yılın mahsulü yeşil ve sert zeytinimin kg mı 10 ytl. Ayrıca bildiğiniz gibi zeytinyağının makbulü de tazesidir.size bir sır vereyim.iyi zeytinyağı buzdolabında donar.Ayrıca içildiği zaman boğazımızı yakmaz zarif şekilde kayar. Bu yılın ürününden bende yine bir miktar var.. benim yağım, bunu geçmişte toptan veriyordum. şimdi sizlere sunmak istiyorum kg 10ytl.. 5,10,18 kg tenekelerde kargo ile sizlere yollayabilirim. Ayrıca mandıra ürünü olup Ayvalık tatlı loru kg 6 ytl ayrıca tam yağlı beyaz peynir 12 ytl.Ayvalık teneke tulumu 13 ytl gibi fiyatlara.. Ayrıca her türlü ayvalık otu,Organik ürün enginar ve bakla.. sipariş verdikte en geç bir gün sonra elinizde olur. Dışarıda bulamayacağınız bir kalitede ve fiyatta. Bu yıl gereken tüketimi yaptığım takdirde bundan böyle tamamen sizlerin hizmetine sunacağım.sevgilerimle




Sevgili dost ve arkadaşlarım...Bu yıl kokulu Osmanlı dağ çileklerim bahçemde oldu.Portakallarımın ise tadına doyulmuyor.Portakalın ,kabuk ve içi ile müşterek yaptığım, değişik şekil ve tatta olan reçel yapımı başladı. Ayrıca çilek reçeli yapımına da başladım. Gerçek anlamda organik, ev yapımı hijenik koşullarda,doğal aroması ile..Hiç bir şekilde içerisinde her hangi bir katkı maddesi olmaksızın.saf ve arı.Basında reçellerim hakkında çıkan ilgili yazıları sanırım okumuşsunuzdur . 650gr kavanozlarda bir haftaya kadar satışa hazır... Tarafınızdan kargo ödemeli olup, MNG kargo ile adresinize teslim…Tanıtım amaçlı olup başlangıçta son derece uygun fiat ile sunmaktayım . Bilgilerinize

Ayrıntılı bilgi için acurol@hotmail.com

erkanacurol@yahoo.com.tr