tag:blogger.com,1999:blog-16887314463794995672024-03-12T23:17:21.109-07:00yesilmutfakYarım asırlık bir gurme.Türk mutfağının yaşayan en önemli değerlerinden, Ege nin arka bahçesi Kydonia Ayvalık mutfağı lezzetli günler için pratik mönüler adlı kitapların yazarı.Otuziki hizmet yılını aşmış emekli bir bürokrat. Yurt içi ve Yurt dışında yirmibeş ödüllü bir yarışmacı,gazete ve mecmualarda sağlıklı beslenmenin sıkı savunucusu ve yazarı.Ayvalıkta yaşamakta yemek kitapları üzerinde çalışmaları ile halen 2009-2010 yılında sunulacak yeni kitaplarının çalışmalarını yürütmektedir.yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comBlogger69125tag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-2105240789608395482009-11-10T06:49:00.000-08:002009-11-10T06:51:09.521-08:00YENİ KİTABIMIZ ÇIKTI<div align="justify"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbAUim2Qg1777uEs32u8owfnakCymfkerxA7dNyTEZ5hwVK76dT3FR8tFGiRWXRZWvQoDXzpeKfhCsDQOrZ194Kx9bp8SH7gFniUJhUPG0LQEeaG8YPbv5NGXwEQDzNPxujGC0CnDQGec/s1600-h/inkilap+kitap.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5402487504157430018" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 278px; CURSOR: hand; HEIGHT: 400px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbAUim2Qg1777uEs32u8owfnakCymfkerxA7dNyTEZ5hwVK76dT3FR8tFGiRWXRZWvQoDXzpeKfhCsDQOrZ194Kx9bp8SH7gFniUJhUPG0LQEeaG8YPbv5NGXwEQDzNPxujGC0CnDQGec/s400/inkilap+kitap.jpg" border="0" /></a> Ege Denizi ve Ayvalık; eski uygarlıkların yoğunluk kazandığı bu bereketli kıyılar, temiz havası, bol ve çeşitli balıkları, kendisine özgü bitki örtüsüyle günümüz insanı için cazip bir yaşam alanı... Erkan Acurol, Ege ve Ayvalık yöresinin sağlıklı otlarıyla süt ürünlerinin, meyve ve sebzelerinin doğallığını kaybetmeden nasıl hazırlanıp korunacağını, evde yapılacak kış hazırlıklarını, kolay uygulanabilir yöntemlerle sunuyor.<br /><br /></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-33782475188980065662009-10-12T06:10:00.001-07:002009-10-12T06:18:37.693-07:00YENİ KİTABIMIZ ÇIKTI<div align="justify"><strong><em><span style="color:#663366;"></span></em></strong><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSDmkUZZ7hKlUAJ9PuPaDOAN5MI5Qfjhr4Jx29RKyrwa9s7tnCx2DWEK4nBkDUeYZ_D2nhYoKGmHrTs1yFQ3Eq47Z3TPNvocjtREK1f3ZveJDZWrHMYo2Jq3yLWfa9mac0TVvGN3au13I/s1600-h/ayvalık.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5391700281761018226" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 272px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSDmkUZZ7hKlUAJ9PuPaDOAN5MI5Qfjhr4Jx29RKyrwa9s7tnCx2DWEK4nBkDUeYZ_D2nhYoKGmHrTs1yFQ3Eq47Z3TPNvocjtREK1f3ZveJDZWrHMYo2Jq3yLWfa9mac0TVvGN3au13I/s400/ayval%C4%B1k.jpg" border="0" /></a><span style="color:#000099;"><br /></span>Ayvalık… Asırlardır yeme içme ve eğlence kültürümüzde önemli yeri olan, rakının hayat bulduğu, yeşerdiği yerdir. Bu kitapta sunulan tariflerle Ege ve Ayvalık mutfağına doğru kısa bir yolculuğa çıkacak, kadehinizdeki rakıya seçkin eşlikçiler bulacaksınız.<br /><br /> Karides Çorbası, Balık Paçası, Fenerbalığı Çorbası, Taratorlu Deniz Börülcesi, Kızarmış Peynirli Közlenmiş Kırmızıbiber ve Patlıcan, Midye Salatası, Balık Pastırması, Uskumru ve Palamut Turşusu, Yağda Kızarmış Kabak ve Tarator Sos, Enginar Ezmesi, Deniz Kestanesi, Kalamar Yumurtası Kavurması, Tereyağında Konyak Soslu Deniz Ürünleri Kavurması, Fenerbalığı Kavurması, Muska Böreği, Kalamar Kokoreç, Papalina, Sütlü Balık, Lipsos Buğulama (Adabeyi), Sahanaki, Trança Şiş, Fırında Kefal Kebabı, Kalamar Pilaki, Midyeli Barbunya Pilaki, Kabak Çiçeği Dolması, Midyeli Lahana Sarması, Kalamar Dolması, Fıstıklı Parfe, Kremalı Kürek Helvası, Bademli İrmik Helvası… ve daha pek çokları…<br /><br />Yaşamlarının önemli bir bölümünü Ayvalık'ta geçiren Erkan Acurol ve Arzu Acurol çifti, on beş yılı aşkın süreyle Ege ve Ayvalık mutfağını incelediler. Yarım asırlık bir gurme olan Erkan Acurol leziz ve özgün tarifleriyle yurtiçi ve yurtdışında yirmi iki ödül kazandı. TV, gazete ve yemek dergilerinde sağlıklı beslenme konusundaki bilgilerini izleyicileriyle/okurlarıyla paylaştı<br /></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-46991307306408859542009-07-11T16:43:00.000-07:002009-07-11T16:56:31.090-07:00Erkan Acurol'un Son Yazısı<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqDrDLGFAj2240dh5ehKAvu5jjtFw04BzSCxBCp2OGg1SOkhBxFq55zrvJpbXuIYFhlviAXqEmyj5CHdKbPpyrUV24XzOkk_qrd4oIPdyoUd1GOv_vLwJLZsJmU0xSHD5hcfIC6xZEaww/s1600-h/karaduman+tabela+005.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5357352754137980514" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 225px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqDrDLGFAj2240dh5ehKAvu5jjtFw04BzSCxBCp2OGg1SOkhBxFq55zrvJpbXuIYFhlviAXqEmyj5CHdKbPpyrUV24XzOkk_qrd4oIPdyoUd1GOv_vLwJLZsJmU0xSHD5hcfIC6xZEaww/s400/karaduman+tabela+005.jpg" border="0" /></a><br />BU SİTEDEN EV ALMAYIN....<br />ERKAN ACUROL ÖLDÜRÜLMEDEN 2 GÜN ÖNCE KANAL D HABERE GÖNDERDİĞİ SON YAZISIDIR<br />SİTEDE ELEKTİRİKLER KESİK OLDUĞUNDAN JENERATÖRÜN SAĞLADIĞI ELEKTRİK İLE YAZILMIŞTIR.<br /><br /><strong>Özelleştirme ve bir müteahitlik garabeti<br /></strong>Ben, Artur yolu karaağaç gömeç mevkiinde Manolya tatil köyünde oturan bir sakinim.<br />Gelin görün kü aylardır karanlıkta kaderine terkedilmiş şekilde yaşam mücadelesi vermekteyim.Sitenin elektiriği kesik müteahit kullandığı elektrik ücretini ödemediğinden.<br />(Oysa ki burası birinci derecede turizm alanı). Borçtan siz sorumlu tutulursunuz Yollar karanlık ışık hak getire köpekler den yolda yürümek mümkün olmadığı gibi araçla bile geçerken saldırıya uğrarsınız. Burası ünlü artur mıntıkasıdır.<br />Bu Ülkede en kolay yapılan iş müteahitlik .kontrolu ve takibi mümkün değil.<br />Bir liralık bir şeyi yüz liraya gayet kolay satabilirler.İnsanlar yeterli donanımlı değil.<br />Müteahidin vergi karnesinde çay ocağı işleticisi ortağınınkinde ise hurdacı yazsada onlar inşaat yapar kaydı kuydu yoktur vergi vermez .Maliyeye bildirsen aylarca tahkik eder sonuç<br />Müteahidin lehine biter.Sende boşuna uğraşır kötü kişi kaldığınla kalırsın.<br />Yasalar bu türde insanları koruması altına almış.Nereye baş vursanız sonuç nafile<br />Hal böyle iken, geçen yıl haziranda çıkan yasa Belediye hizmeti verilen konutlara<br />Elektirik bağlanır dese bile kim bağlayacak tedaş görevlisi tüm mesaisini Akp belediye binası ile camii arasında geçirir. Ara ki yerinde bulasın. Bulduğunda bana mı sordun aldın cevabını suratınıza yapıştırır. Siz hastaymışınız,ilaçlarınız buzdolabında saklanırmış kimin umurunda Müteahit kendine ait beş yıllık elektrik borcunu ödemez. Trafoyu size koz olarak kullanır. Sizi adeta soyar.Soran yok Evinizin.iskanı alınmadığından suyun tonunu 8 (sekiz) tl alırsınız. Müteahidin ödemediği suyun ücretinide siz dolaylı olarak ödersiniz. Belde Ayvalığa 10 klm mesafede Kayahanın ünlü sevgi köyüne 500m mesafededir. Hiçbir özelliği olmayan tamamen eksik ve metruk sitenin internetteki müteahit tarafından verilen tanıtım ilanını size sunuyorum. Ayrıca gerçekleri gösteren şu andaki mevcut durumunun fotoğrafları ekte. Lütfen bu sahil hurdalığına artık son verilsin.<br />İnşaat işi ile uzak ve yakından alakası olamayan kişilerin faaliyetleri kontrol edilsin.<br />Büyük şehirlerin yaşam zorluğundan kaçanlarında insan olduğu kabul edilip,insanca yaşam hakkı tanınsın. Saygılarımla<br /><br />E.Erkan Acurol<br />Artur yolu manolya tatil sitesi karaağaç<br /><br /><br /><strong>SÖZDE MÜTEAHİTİN İNTERNETTE İNSANLARI KANDIRMAK İÇİN KULLANDIĞI İLANDIR</strong><br /><br /><br />Açıklamalar:SAKINLIGI VE OKSIJEN CENNETI ARAYANLARA AYVALIK 15 EDREMIT 9 KM km GOMEC Karaagac mevki DOGA ICINDE SATILIK SIFIR DUBLEX YAZLIKLAR Etrafi zeytin bahceleri ile kapli bir alana kurulmus kucuk ve sirin bir site icerisindedir. Toplam kullanim alani 80 m2 olan bu yazliklar Kat itifaki tapuludur. Site bekcilidir ve yaz ve kis oturanlari vardir. Cevre duzenlemeli ve yari olympic havuzludur. Yapiminda birinci sinif malzemeler kullanilmistir. Banka tarafindan %80 oraninda konut kredisine uygun gorulmusdur.Denize olan mesafesi 600 metredir. Ilgilenenler genis bilgi icin asagidaki nr.dan arblr. Alaatdin Karadumanyesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-26499180515997290362009-07-11T16:42:00.000-07:002009-07-11T16:43:19.775-07:00VAHŞETİN PENÇESİNDE<div align="justify">Ruhat Mengi nin 19.06.2009 tarihli bu konudaki yazısı:<br /><br /><br />Vahşetin pençesinde!Türkiye’nin en iyi gurmelerinden biri olan ve çok sayıda yemek kitabı bulunan Ayvalıklı Erkan Acurol dört gün önce birkaç kişi tarafından dövülerek öldürüldü.Neşeli, çalışkan, hayatı ve insanları seven bu iyi insanı Vatan gazetesine duyduğu sevgi nedeniyle bizleri ziyarete geldiğinde tanımıştım. Salı sabahı uyandığımda onun ölümünü duyarak girdiğim şoku da hâlâ atlatabilmiş değilim.Olanları duyunca hak vereceksiniz; Ayvalık’ta oturduğu sitenin yöneticisi olan Erkan Acurol “sitenin trafosunu kendi üstünde kayıtlı tutan ve Tedaş’a geçmesine izin vermeyen, toplanan elektrik paralarına da el koyduğu için sitenin karanlıkta kalmasına neden olan” müteahhitle tartışırken bu müteahhit, eşi ve adamları tarafından sopalarla eşinin gözü önünde dövülerek öldürülmüş. (Gazetelerde “iki tarafın da sopalı olduğu” yazıldı ki gerçek bu değil.)Cinayet açıkça ortada olduğu halde (ve Acurol’un ailesi durup dururken bir yıkım yaşarken), müteahhit elbette tüm vahşi olaylarda olduğu gibi “tutuksuz yargılanmak üzere” serbest bırakılmış, eşi ve diğer suçlular ise zaten serbest.İnanabiliyor musunuz? Artık Türkiye’de cinayet serbest. Cezası yok. Kanun, nizam yok, kim vurduya gidiyor insanlar.Çocuk tecavüzcüleri, genç kız katilleri, trafikte cinayet işleyenler, dev yolsuzluklara imza atanlar, hepsi ama hepsi serbest... Öte yanda (dünkü haber) “gasp yapan birine 60 yıl hapis cezası” verilmiş. Milletle alay ediyor bunlar...Bu ülkenin Emniyeti, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ilgili her kim ise bize anlatmak zorundalar, bu nasıl adalettir, ülke bu hale nasıl getirilebilir?Böyle giderse cezaları uygulamayan hakimlerin, görevini yapmayan bakanların da acilen cezalandırılmasını sağlayacak yeni bir kanun gerekecek Türkiye’ye!</div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-2100817306840430422009-03-19T08:09:00.000-07:002009-03-19T08:12:43.352-07:00FAVA<div align="justify"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2Ff-PyWZQNXlXgxKCHcSYnOeJcvdzldEDQUuvg3uVRCS_7_mikJxrTb4TfCTkpCvTeva4cWvfsA5gXIMxUMq-rccxynXFGGAp81RplwR97t4vIfGnU7gT7A1UDpYXbe9TYlhVUAK1EPs/s1600-h/10+mart+fava+014.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5314916572860529570" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 225px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2Ff-PyWZQNXlXgxKCHcSYnOeJcvdzldEDQUuvg3uVRCS_7_mikJxrTb4TfCTkpCvTeva4cWvfsA5gXIMxUMq-rccxynXFGGAp81RplwR97t4vIfGnU7gT7A1UDpYXbe9TYlhVUAK1EPs/s400/10+mart+fava+014.jpg" border="0" /></a> Değişik bir tatta farklı bir lezzet. Özellikle kışın yapılır.Rakı mezesidir.Yazdan toplanıp difrizde bekletilen iç bakla dan yapılmasını öneririm.Marketlerde satılan kurutulmuş iç bakla ile pek kıvam tutturamassınızAyrıca geç pişer.Kalkan tava beraberinde müthiş bir uyum sergiler.Ayrıca tek başına tüketilir.Bakla yetiştirilen her yerde toplayıp yaparsınız. Bana sorduğunuzda ben CUNDA baklasının üzerine tanımam.Özelliği Kuru tarım ürünü oluşudur. İnsanlar gezdikçe yediği lezzetleri mukayese etme ortamı buluyor.Bundan ötürüde Cunda diye ısrar ederim.Hiç bir surette sıvı akışkan olmaz.Peynir dilimi gibi sert ve muntazam olur.Dere otu olmasa olmazıdır.İçinde bakla pütürlü olmamalıdır. Aynı püre kıvamında olmalı.<br /><br />Malzemeler :<br /><br />· 1kilo iç bakla<br />· adet kuru soğan<br />· 1 çay bardağı zeytinyağı<br />· 1 demet dereotu<br />· 1 limon<br />· 2 adet kesme şeker <br />· 1 tatlı kaşığı tuz<br /><br /><br />Hazırlanışı :<br /><br /> Baklanın iç ve dış kabukları soyulur. (İç kabukları rahat soymak için baş kısmında bulunan siyah kısım kesilirse daha rahat soyulur.) Ayıklandıktan sonra 350 gram iç bakla elde edilir. Tencerenin içine zeytinyağı ve soğan konularak kavrulur. Baklalar, limon suyu, şeker ve tuz eklenir.Üzerine 1 çay bardağı sıcak su ilave edilip baklalar yumuşayana püre haline gelene kadar çok kısık ateşte pişirilir.Dereotu ayıklanır ve yıkanıp süzülür. Tencerenin içersine dereotunun yarısı ilave edilir. Tencerede pişen bakla blenderden geçirilerek pürüzsüz olması sağlanır. Şekil verilecek bir kaba ( silikon kek kalıpları ile iyi sonuç alınır)aktarılıp kalan dereotu ile süslenir. Soğuması için buzdolabında iki saat bekletilir.Daha sonra kesilerek servis yapılır.<br /><br /><br /></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-91639447548118700082009-01-04T08:07:00.000-08:002009-01-04T08:09:07.249-08:00EGE TV<div align="justify">6.Ocak.2009 Salı günü saat 14.00 Ege TV deyim. Bu yılın İlk Tv programımda siz sevenlerimle birlikte olmam beni çok mutlu etmektedir. Sizlerden gelen yoğun istek üzerine sn Nuray Ural’ın hazırlayıp sunduğu programda yaklaşık bir sat süreyle birlikteyiz. Ege mutfağı ve sağlıklı beslenmenin koşulları ile bu yıl yayınlanan kitaplarım tanıtılacağı programda sizlerle birlikte olacağım. Saygılarımla<br />Erkan Acurol</div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-7149713618205378712008-12-10T05:25:00.000-08:002008-12-10T05:28:07.220-08:00GÜL TOPU<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7LGJDVGUEhVtu0N8NGL96bDblsnTQrpZ_eo02Tqwj0w9YUi4ZdCNLcph_XHG49adKmpMhqKF65-UF2E8qr8wzTAK0Nh8SngwGVz_5z6i_478cxTNvNIXrImoPXDUl4cWcP7fWrdLqVn0/s1600-h/gül+topu+002.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5278152379892665026" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7LGJDVGUEhVtu0N8NGL96bDblsnTQrpZ_eo02Tqwj0w9YUi4ZdCNLcph_XHG49adKmpMhqKF65-UF2E8qr8wzTAK0Nh8SngwGVz_5z6i_478cxTNvNIXrImoPXDUl4cWcP7fWrdLqVn0/s400/g%C3%BCl+topu+002.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify">Sizler hiç gül topu kullandınız mı.Lütfen.. kullanmadınızsa geç kalmış sayılmazsınız.Ege ve bizim Körfez yöresine has bir yapım şekli.Baharda kokulu katmerli tek renk gül yapraklarını havanda dövüp, İçerisine yine dövülmüş karanfil ve damla sakızı ile tarçın karıştırılarak yapılan top şeklindeki hamurların sonradan kurutulmuş şekli. Muhallebi,sütlaç,hoşmerim gibi tatlılara bir top katılır.Ayrıca şerbetli tatlıların tümünün şerbetine kaynarken atılıyor.Bir bilseniz ne lezzet ne,koku ayrıca muhteşem bir rahiya veriyor.Anlatmakla olmaz. Tatmak gerek. kullanmak lazım.Bizler sürekli yapıp ve kullandığımızdan artık öyle kanıksamışız ki her kişi kullanıyor zannediyoruz.Bayramda misafirler geldiğinde sütlaç ikram ettik.Hep aynı soruya muhatap olduk . içinde ne var .. Bir şey yok.. Biz sütü pirinçle birlikte kaynatır helmeleşince içerisine şeker ve bir adet gül topu veya az damla sakızı atar az kaynatır ocaktan alırız. Kaplara koyar fırında biraz kızarttıktan sonra soğutup ikram olunur.Israrla sorulunca bizde birden kavrayamadık .Sonra hatırladık içerisinde gül topu olduğunu söyledik.Misafirlerimize gül topunu gösterip tanıttık.sizlere de sunmak istedim.Yapımı zor değil.Kokulu güzel gül yaprağı bulununca mesele halloluyor. Sizlere de önemle tavsiye ederim. Günümüzde ne denli yapıldığını bilmiyorum. Yeni nesil bu tür uğraşılara pek sıcak bakmadığı bir gerçek .Afiyetle ve sağlıkla hoşça kalınız.İyi Bayramlar<br /> </div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-19769735475971510922008-12-05T10:00:00.000-08:002008-12-05T10:04:00.681-08:00BİR BAYRAMI KARŞILARKEN<div align="justify"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkKPMhkF-3VB48s5y6svUzmhaWyU5sQsoNVQAia71hErpcs_Q2GMwrIMFUFGuxXK6psAW8RDNFeIOIFFdfnAtEvpbajMES0pel387kzxrw6-4Wg_-gedH_VCRtHgwgey3Z9zRVBeoIFMY/s1600-h/badem+ezmesi+ve+likör+029.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5276367501242825330" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkKPMhkF-3VB48s5y6svUzmhaWyU5sQsoNVQAia71hErpcs_Q2GMwrIMFUFGuxXK6psAW8RDNFeIOIFFdfnAtEvpbajMES0pel387kzxrw6-4Wg_-gedH_VCRtHgwgey3Z9zRVBeoIFMY/s400/badem+ezmesi+ve+lik%C3%B6r+029.jpg" border="0" /></a><br /></div><div align="justify"> </div><div align="justify">BADEM EZMESİ<br /> Sevgili arkadaşlarım..<br /><br />Badem ezmesi. Bayramların vazgeçilmezi Bizim evin baş köşesinde devamlı bulunur ...eski adıyla Deva-i misk denilse bile değil. Badem ezmesi daha farklı bir tatta ayrıcalıklı lezzet..Yapıldığı ilk yer Edirne bu gün hala çok eskilere dayanan şekerlemeciler var. En ünlüleri Keçizadeler’ in yeri. Yolunuz Edirne ye düşerse ilk alacağınız badem ezmesi ve acıbadem olsun. Evveliyatı bizi II Murat devrine götürür. Mısırdan gelip, Edirne ye yerleşen Hacı adıyla maruf kişi kentte bugünde bademler mevkii olarak bilinen yere bol badem ağacı diker .Seferden dönen Padişah karşılanırken,değişik tatlar ikram edilir. Bu arada bugün ki adıyla bilinen badem ezmesi de vardır.Padişah II Murat’a sunulan bu lezzetli tatlının adını sorduğunda cevap alamaz. Oysa ki çok beğenmiştir.Nasıl yapıldığını sorduktan sonra tatlının adını koyar.O zamandan, günümüze kadar gelir.Diğer bir adı Deva-ı misk olarak ta anılır.Aynı kişi bu gün bizim acıbadem dediğimiz , oysaki asıl adı “hacıbadem” olan kurabiyenin ilk yapımcısıdır.Badem ezmesi saf bademden yapılsa da bademin kalitesi çok önemlidir.Aslında bademin gerçek yurdu içinde Ülkemiz yer alsa bile ,badem ağaçları geçmişte pek fazla önemsenmediğinden kaliteli badem bugün az miktarda yetişir.Malatya ve Muğla’nın kazası Datça yöresinde oldukça ünlü badem yetiştirilmektedir...Bu bademinde kg 40 ytl civarında olduğundan badem ezmesi 90 ile 130 ytl civarında satılır. Çikolatadan pahallıdır..Tamamen el işçiliği ürünüdür,büyük bir ustalık ister.Hata ve hile kabul etmez.Yumurta akı , nişasta ile falan yapılmaz.Onun için de her yerde satılanı alınmaz. Bunlar acemilerin kıvam tutturması için kullandıkları yöntemlerdir. Tamamen mermer havanlarda bademin özü çıkarılır.Karışıma acı olan türde bademde ilave edilir (1/10). Asıl rengi açık bej görünümündedir.Ülkemizde 1900yılında Cemil zade olarak bilinen, tanbur-i Cemil Beyin ilk olarak şehzade başında kurduğu imalathane bu gün aynı soydan gelen bir hanım tarafından devam ettirilmektedir.Kadıköy, Selami çeşme ,şaşkın bakkal ve Etilerde şubeleri vardır.1904 kurulan Bebek badem ezmesi,Mudanyalı Halil beyin Arnavutköy’e gelip Anastasya aşkı ile başlar.Her zaman dediğim gibi bu iş bir gönül meselesidir seversen başarırsın.Babadan bu işi bilen Halil Bey işinde çok ünlenir.Bugün kızı sevim hanım kurumu devam ettirmektedir. Bundan sonrası mı .? maalesef meçhul….İşte bu saygın kuruluşlar ilk önce kalite demişler..sonra para..bugünlere gelmişler.Badem ezmesi yapımı zor olduğundan ticari amaçlı yerler pek markalaşamıyor.Ali Muhittin Hacı Bekir, Hafız Mustafa,ilgi alanları helva ve lokum olduğundan,diğer kısma pek girmemişler.Divan, Pelit bugün için badem ezmesi yapsa da,ayrıca kalitelide olsa, diğerleri gibi özel olamazlar.Dünyaca ünlü badem ezmelerimiz ,maalesef Yurt içinde pek tanınmıyor ve bilinmiyor.Bayramda elimi öpmeye gelenlere benim yaptığım karadut likörü ile ev yapımı badem ezmelerini ikram edeceğim.<br />Ne gariptir ;bazen düşünüyorum da bunca yıl memuriyet yapacağıma bu ve benzeri bir işle uğraşsaydım,inanın ki bende çok ünlü bir marka olurdum.Demek oluyor ki benimde ticari kafam böyle imiş.Tarifi, evet önemli kısmı yeni çıkacak olan kitabımda yayınlanacağından yayıncı kuruluş maalesef izin vermedi.. 2009 de çıkacak olan kitabımda yer alıyor.. Biraz sabredin az kaldı …Güzel günler mutlu ve sağlıklı nice bayramlara.<br /><br /><br /></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-461326716657887832008-11-30T01:48:00.000-08:002008-11-30T01:49:49.886-08:00HÜNKÂR BEĞENDİ<div align="justify"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGk5GR9vqCYJVD5TeK5Lz0WjD09FYrXncsiMY3p7PYEFuAgNBx_1Qlk76oNtspRskoGOthUbZAGZOg3g9kpFV6JWARJDoAgHSe-QowPArMyUE5afhi5wMv4TidzHwHwtD75eVqAAsuCMY/s1600-h/yesilmutfak_IMG_6477.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5274385267588349394" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGk5GR9vqCYJVD5TeK5Lz0WjD09FYrXncsiMY3p7PYEFuAgNBx_1Qlk76oNtspRskoGOthUbZAGZOg3g9kpFV6JWARJDoAgHSe-QowPArMyUE5afhi5wMv4TidzHwHwtD75eVqAAsuCMY/s400/yesilmutfak_IMG_6477.jpg" border="0" /></a> Geleneksel Dünya mutfağında “HOONkâr BAYendi “ şekliyle anılır.Hünkâr’ın beğenmemesi söz konusu değil.Bir patlıcan yahnisi olup çok güzel tadı olan kremalı bir yemektir.Tas kebabı ile yenir.1612-1640 yılları arasında yer aldığı düşünülüyor.Osmanlı mutfak aşçıları hanedanı memnun etmek adına geliştirdikleri mutfak teknikleri ile ün yapmışlardır ki bu yemeğinde Sultan IV Murat için yapıldığı bilinmektedir.Türkçe de Hünkâr beğendi olarak anılan bu yemek patlıcan,kaşkaval peyniri ve kuzu eti ile yapılır. Müslüman Ülkeler deyahniler birkaç nedenden dolayı yaygındır.Tarihsel olarak,yakıt azlığı ve açık ateşte pişirmenin odunun kolay tükenmesine neden olan bir yöntem olmadığı nedenler arasındadır.İkinci olarak da hafif ateşte tencere de sebzelerle pişirilen yemekler mükemmel bir sos oluşturduğundan daha yaygın bir pişirme metodu oluştururdu.Üçüncü bir nedense uzun süre pişirilmiş etin daha az kanlı olacağı ve bundan dolayı İslam Dinin de var olan kan yememe kuralına uygun olacağıydı. Bu yahninin adı olan tas kebabı, etler aynı yağda pişirilmesinden önce sebzelerin yağa vurma metodu ile pişirilmesi ile başlar.Yahni tencerede pişirilir ve daha sonra tabağa ters çevrilir.Geleneksel olarak taskebabı kremalı patlıcan üzerine servis edilir ve birlikte adına Hünkâr Beğendi denilir.15. yüzyılda İstanbul’un fethi ile başlayan bir süreç içinde 19. yüzyıl sonlarına kadar gelişen Osmanlı Saray Mutfak kültürü geleneğinde kuzu ve koyun etiyle hazırlanan kebap , yahni , külbastı ,kızartma ve köfteler gibi yemekler sadeyağ yani tuzsuz tereyağı ile pişirilmektedir.Baharat kullanımı Avrupa ve Hint mutfağında olduğu kadar olmasa da oldukça yaygındır.Osmanlı Saray mutfağında domates ve domates salçası yoktur.Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra girmiştir. Tencere yemekleri geçmişte koruk, limon, nar ekşisi ve soğan,üzüm suyu çeşitli baharatlarla tatlandırılırdı.Mutfak sürekli değişen bir kültür.Moda, ticaret ve politikanın bu kültürü değiştirmesi de normal.Uzun vade de yaşanan değişim eski yemeklerin unutulmasına neden olmuştur.Osmanlı Devletinde yemek hiyerarşinin göstergesiydi.En kaliteli sebze ve meyveler saraya alınır. Kalanlar pazarlara dağıtılırdı Sarayda günlük öğünlerde verilen yemek çeşitleri rütbelere göreydi.Rütbesi yüksek olanlara sunulan yemek çeşitleri daha fazla idi.İşte size unutulmuş Osmanlı saray lezzetlerinden” Hünkâr beğendi”.Afiyetler olsun.<br /><br /><br /><br />Malzemeler:<br /><br />1.5 kilo kemiksiz kuzu kol veya incik eti<br />3 yemek kaşığı zeytinyağı<br />50 gram tuzsuz tereyağı<br />1 büyük soğan<br />4 diş ezilmiş sarımsak<br />2 tatlı kaşığı domates salçası(yazın 4 adet domates)<br />4 adet sivri biber<br />1 tatlı kaşığı kurutulmuş mercan köşk veya 4 defne yaprağı<br />2 bardak su veya et suyu<br />½ demet maydanoz<br />Tuz, taze çekilmiş karabiber<br /><br />Beğendi malzemeleri:<br /><br />3 adet büyük patlıcan<br />3 yemek kaşığı un<br />2 su bardağı süt<br />2 yemek kaşığı süt kreması<br />3yemek kaşığı limon suyu<br />1 yemek kaşığı tuz<br />50 gram tuzsuz tereyağı<br />100 gram rendelenmiş kaşar peyniri veya kaşkaval peyniri<br /><br />Yapılışı:<br />Orta büyüklükte bir tencerede yağı eritin .Eti tahta kaşıkla rengi dönene kadar kavurun.Soğan ve sarımsağı ekleyip 2 dakika daha pişirin.Domates salçasını, kekiği mercan köşkü ve et suyunu ilave edin.Tuzunu ve karabiberini ekleyip kısık ateşte 1 saat yani etle yumuşayıp suyunu çekene kadar pişirin. Öncelikle patlıcanların üzerini çatalla delin ve közleyin.Bu arada bir kap içerisine limon suyu 1 yemek kaşığı tuzu karıştırın. Patlıcanların kabuklarını soyup suda 10 dakika bekletin.Fazla suyunu almak için süzün ve çatalla iyice ezin. Küçük bir tencerede tereyağını eritip ve unu ilave edip birlikte kavurun.Süt ve kremayı ilave edip ve çırpma teliyle sürekli karıştırın.Koyu bir kıvam aldığı zaman patlıcan ve peyniri ekleyip 4 dakika daha pişirin.Isıtılmış servis tabağına önce kremalı patlıcanı kaşık yardımıyla yerleştirin. Üzerine tas kebabını dökün. İnce kıyılmış maydanoz serpip sıcak olarak servis edin.<br /><br /></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-9650540889815804072008-11-21T04:18:00.000-08:002008-11-21T04:20:27.856-08:00Sezonun yeni ürünü zeytinyağım çıktı<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgl34OLs_SUXkiAP4oAibobGFcmUe_2NKgoDaBnpZS9ilWTPNBO8EjNSBLsn2RcTKc6XeHrPxUTs1tDeuhF_X-qRj1T8Xfc4TpC_VgjYQtnPR7S1MxyF0EYXitP5t5IXCCrMD-Ch2-hR5s/s1600-h/Yeni+yılın+ilk+ürünleri+018.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5271084446036856818" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 300px; CURSOR: hand; HEIGHT: 400px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgl34OLs_SUXkiAP4oAibobGFcmUe_2NKgoDaBnpZS9ilWTPNBO8EjNSBLsn2RcTKc6XeHrPxUTs1tDeuhF_X-qRj1T8Xfc4TpC_VgjYQtnPR7S1MxyF0EYXitP5t5IXCCrMD-Ch2-hR5s/s400/Yeni+y%C4%B1l%C4%B1n+ilk+%C3%BCr%C3%BCnleri+018.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify"><br /><br />İlk hasat zeytini toplayıp ,fabrikada çekilmesi ile yılın ilk zeytinyağını ürettim.Misler gibi kokuyor..Bildiğiniz gibi zeytinyağının tazesi makbuldür…Pırıl,pırıl rengi ve enfes nefaseti ile sizlere kavuşmak istiyor...Birinci kalite sızma zeytinyağı…Kaliteli iyi bir zeytinyağı buz dolabında donar.Dolayısıyla fazla teferruata gerek yok.Kalite ortada.önemle tavsiye ederim… 1 kg zeytinyağı 10 ytl .5,10,20 kg tenekelerde ilk etapta hepsi 250 kg kadar mahdut miktarda yağım var.hepsi 10-15 teneke eder..sizler isteyen arkadaşlarım için yaptırdım.Israrla ürünlerim dışarıdan talep edilmesine rağmen,kesinlikle dışarıya marketlere ve bloglara, sitelere maalesef vermiyorum.Sezonda toplam yağım hepsi 500 kg civarı bunu temin edemeyen zeytinyağı seven siz dostlarımın aşırı ısrarı ile sizlere sunuyorum.. Kendim bizzat başında nezaret ediyorum.. Sizler ile paylaşmak bana müthiş bir keyif veriyor..Amatör bir uğraş.Tanıtma, gerçek kaliteyi sunmak amaç… Bu iş bana belirttiğim gibi ayrı keyif veriyor. Bu yıl ilk kez Yeşil ve beyaz sabun yaptırdım. Sırf zeytinyağından yapıldı. Muhteşem bir kokusu var. saçı besleyici özelliği yanı sıra dökülmeyi önlüyor.gür ve parlak bir görüntü vermekte..Yeşil veya beyaz 1kg sabun 8 ytl Ayvalık’a.ilk geldiğim yıllarda tepem bayağı açılmıştı.Ogün ,bu gündür inanın saçlarım kuvvetlendi gürleşti ve çoğaldı.Nedeni zeytinyağlı sabun kullanmamdan.Çok az miktarda Zeytin ve kızılcık tarhanam ile az miktarda biber suyum salçam var.Reçellerim hiç bitmiyor.mevsim meyveleri ile üretim devam ediyor. Afiyetle </div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-89670279006142419262008-11-13T05:59:00.000-08:002008-11-13T06:02:00.500-08:00KAYMAKLI AYVA MURABBASI<div align="justify"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOoaRxU_AbiKf2ewmjdyVyWTmscKt_UVGqREuLPE80DTFtp8hXUXB-wgDF5_QUs3ZzXKUWMbVIsPuYF1NsWfvcJJ7LiV0Ri0rvN8r4M0orsTrdZyBnLp7hugHa3Im_LxmrYNqOLlbNqW4/s1600-h/ayva+murabbası+016.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5268141809204171026" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOoaRxU_AbiKf2ewmjdyVyWTmscKt_UVGqREuLPE80DTFtp8hXUXB-wgDF5_QUs3ZzXKUWMbVIsPuYF1NsWfvcJJ7LiV0Ri0rvN8r4M0orsTrdZyBnLp7hugHa3Im_LxmrYNqOLlbNqW4/s400/ayva+murabbas%C4%B1+016.jpg" border="0" /></a> Ulu Önder Büyük Atatürk’ün sevdiği tatlılar başında olan ayva murabbası, Eşi Latife Hanımın kendisine sıklıkla yaptığı güzel bir tatlı… Yapılışı sabır istiyor. Yaklaşık ayvanın haşlanması ve pişmesi iki saatten fazla zaman alır. Hazin ateşte yavaş, yavaş kapağı kapatılmadan pişiyor. Türk mutfağını kaybolan tatları arasında, günümüzde pek yapılmıyor. Fruktoz ile yapılanı Dr müsadesi ile şeker hastalarına tavsiye olunur. Ayva marmelatı ile reçeli arası bir şey .fakat reçelde marmelatta değil. Bir tür az şekerli ayva peltesi.. katılan şeker miktarı azaldıkça ayvanın mayhoş tadı ortaya çıkar..Ayvanın tadı öne çıktığı sürece .pişme ve kıvam süresi uzuyor.İşte o zaman tadı güzelden de öte oluyor. Çok değişik meyveli bir tat. Önemle tavsiye olunur.Kaymaksızda tüketilir.Türk mutfağının tüm özelliğini taşır. murabba uzun zaman süresinde uğraşıyla yapılan tatlar gurubundadır. Günümüzde pratik basit yapılışta tatlılar tercih edildiğinden murabbalar zamanla yapılmadığından adı bile unutulmakta dır. Üzgünüm tarifini şimdilik veremiyorum.Yeni çıkacak kitabımda olduğundan yayıncı kuruluş izin vermedi Ayrıca halen sonuçları açıklanmayan yarışmalara katıldığım için bir müddet sonra etraflı bilgi vereceğim. Sakın içerisinde gıda boyası gibi bir madde olduğunu düşünmeyin. O,tür yapımlar benim yeme,içme anlayışıma uygun değildir<br /><br /></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-70267749365610278482008-10-29T03:52:00.000-07:002008-10-29T03:54:32.475-07:00EGE'DE BİR KAHVALTI<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisR-ZQ7lnqLwJh2ZwEBMOYK77-AqfB6yKEbYxhkagPil5uQMqoIUtWDL8dHXL1FRu_NMzgcLVzfZ6BoEkPIuWoOD5kmN38WA3rG4xmQC9rRTbZ6mr9ZIRZYxZEQcNHgSBrA3RvkgpE5c4/s1600-h/,Tarhanalı+sabah+kahvaltısı+009.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5262527401020506722" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisR-ZQ7lnqLwJh2ZwEBMOYK77-AqfB6yKEbYxhkagPil5uQMqoIUtWDL8dHXL1FRu_NMzgcLVzfZ6BoEkPIuWoOD5kmN38WA3rG4xmQC9rRTbZ6mr9ZIRZYxZEQcNHgSBrA3RvkgpE5c4/s400/,Tarhanal%C4%B1+sabah+kahvalt%C4%B1s%C4%B1+009.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify"><br /><br />Yaklaşık on yıldır yörede ege’nin otları ve mutfağı ile ilgili çalışmalarım aralıksız devam ediyor.İmkanlarımın elverdiği süreçte yaz ve kış çevreyi gezip,görüp,inceleyip,tanıtıyorum Bilmediğim,adını duymadığım,unutulmuş türleri sorup, yaparak öğrenmeye çalışıyorum .Her yaptığım ziyaret , bilgilendirme benim için mükemmel sonuçlar veriyor.Son iki yıldır yaptığım araştırmalar sonucu unutulmaya yüz tutmuş yörenin ünlü ve zeytin tarhanasını çalışmalarım sonucu ortaya çıkardım ve tanıtıyorum.Yörede yapana pek rastlamadım.Unutulmaya yüz tutmuş..Oysaki çok ünlü bir tarhana geçmişte çok yapılırmış. Bazılarının adını duyup yapmadığı,bazılarının hiç duymadığı bir çeşit.Gerek sizlere gerekse basın tv yoluyla sesimin yettiği nispette duyurmaya ve tanıtmaya çalışıyorum. Pek çok arkadaşıma gönderdim.çok beğenildi..Taleplere şu an için cevap vermekte zorlanıyorum. Ayrıcada bu denli beğenilmesi ve tutulması beni oldukça mutlu etmekte. Gün kurusu domates ile kızılcık ve zeytin tarhanam Nişantaşı kantinde pişirilip sunulmaktadır..Bazı yerler ürünlerimi toptan isteseler de vermedim..sırf sizlerin tanıması maksadıyla, Eksik olmayın bir çok arkadaşımız evime ziyaretime geldiler bende en az onlar kadar mutlu oldum. Sizlerin gösterdiği bu denli yakın ilgi ve alakanıza teşekkür ederim.<br />Yörede Egenin kara elması denilen zeytinsiz bir kahvaltı hiç düşünülemez.Yanında biber suyu ile yapılmış zeytin Tarhansı ve közlenmiş biber ve organik undan yapılmış karanfilli ,sakızlı taş fırında köy ekmeği..sevgilerimle sağlıklı, mutlu günler dilerim.<br /><br /><a href="http://www.yesilmutfak.blogspot.com/">http://www.yesilmutfak.blogspot.com/</a><br /><a href="http://www.yesilmutfak.blogcu.com/">http://www.yesilmutfak.blogcu.com/</a></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-63397978004059597132008-10-03T10:19:00.000-07:002008-10-03T10:21:57.520-07:00BİBER SUYU<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgj1rSnp7vZwGkyp_xOlAh4JKE2vTUzkeEnhjJiBIx3fXDaLZ__5jFkTHEKueVliTqYiam2KvaXWydpav7C1Wo1ll1lLJnnk-wkgLgv2KiBzPo5fTMmHekA7_XEn5j5sdf725kE7oS9QOU/s1600-h/kanalizasyn+çalıÅması+058.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5252979060615295698" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgj1rSnp7vZwGkyp_xOlAh4JKE2vTUzkeEnhjJiBIx3fXDaLZ__5jFkTHEKueVliTqYiam2KvaXWydpav7C1Wo1ll1lLJnnk-wkgLgv2KiBzPo5fTMmHekA7_XEn5j5sdf725kE7oS9QOU/s400/kanalizasyn+%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fmas%C4%B1+058.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify">Ege, Ayvalık ve Edremit yöresinde kırmızı etli biber salçasına genelde biber suyu denir.İlk bakışta görmeden sulu bir mai arasınız,biran yadırgarsınız sonunda bir bakarsınız mis gibi kokan biber salçası biber suyu adı altında size ikram edilir.Bir an olsun bocalarsınız .Başlangıcında bende de öyle olmuştu….Biber salçasının faydalarını sizlere anlatmama gerek yok.Tam anlamıyla bir lezzet iksiri.yemeğe doyulmaz. Çocuklarınıza şokella yedireceğinize biber salçası yedirin.Çok daha faydalı, Yörenin önemli kahvaltılıklar arasındadır.C vitamini deposu olan biber kışın soğuk algınlıklarına karşı gerçek bir koruyucudur..Bu kadar lezzetli oluşumu yanında bir o kadarda yapımı zordur.Kevgirden geçirirken eldiven kullanmadınızsa vay halinize elleriniz yanar. İnanın ağrı kesici kullanmanız gerekir.Biberiniz tatlı bile olsa..Adana yöresinde oldukça fazla üretiliyor…Güney ve Güneydoğu mutfağında bize nazaran daha çok tüketiliyor..Bizim yörelerde ilave olarak domates salçası yapıldığından o kadar çok tüketilmiyor. Bu yıl 1.5-2 Ytl aşağı kırmızı biber yok .İhracatımız fazla olduğundan fiyatlar düşmedi.Bundan sonra düşer fakat güneş etkisini kaybettiğinden pek salça yapılmaz. Yapılan aşırı pişirilerek suyu çektirilir .Bu şekil de kendi rengi oluşmaz,ayrıca gerçek tadını vermez .Bir nevi aldatmacadır.Pazarlarda açıkta satılanları görüyorum.Müdahale etmeden kendimi tutamıyorum. Fiyatı kg, 7-8 Ytl nasıl olur mümkün değil.10 kg biberden 2 kg biber salçası çıkar.Uzun süre ateşte pişirilir.Kevgirden geçirilip,tepsiye alınır üzerine tülbent konulup 1 hafta güneşte suyunu çeker ve rengini alır.Bu esnada tülbenti açıp sık,sık karıştırmanız gerekir..İşte gerçek usulde yapılışı budur.Ekmeğin üzerine sürdüğünüzde biber lifleri görülür.Misler gibi kokar,dışarıda satılanlar yarıdan fazla domates salçası karışımlıdır.Ucuz satılmasının sebebi budur.Biber alırken dikkat edilecek husus içi ve dışı aynı koyu bordo renkte olmalı…Etli olup, üzerindeki kabuğun ince olması gerekir.İçi beyaz olursa iyi salça maalesef olmaz.Bayramdan evvel guruptan arkadaşımız sevgili kardeşim Şemsa Denizsel (Nişantaşı Kantin restoranın sahibesi) ziyaretimize geldi…Ne kadar sevindik anlatamam. Kendileri salçamızı çok beğendiler.Şu anda yoğun tadilat işleri ile uğraştıklarından ayrıca Ps çöktüğünden görüşemiyoruz...Sizlere tamamen organik ürün olan kırmızı biberden bizim buranın yöresel usulü ile yaptığımız biber salçasını sunmaya çalıştım..Afiyetle</div><br /><div align="justify">10 ytl ücretle standart kananozlarda satışa sunulmuştur. </div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-27640461900690918642008-09-24T12:56:00.001-07:002008-09-24T12:57:36.399-07:00TARÇINLI EKMEK<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDl-Xm3jMp9VDXZYZPZcePriZJQrX_M24GmnYbaRap4XFoTf4DvZzY6-mppBpaD1ESThf8sVi2OHv3cE_9WU_TcZgigl55RJ4dWXNsRfeudYgHh0L3MZQuTxgLF5kPck_gsCKf4WksfDU/s1600-h/tarçınlı+ekmek+023.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5249679429626605938" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDl-Xm3jMp9VDXZYZPZcePriZJQrX_M24GmnYbaRap4XFoTf4DvZzY6-mppBpaD1ESThf8sVi2OHv3cE_9WU_TcZgigl55RJ4dWXNsRfeudYgHh0L3MZQuTxgLF5kPck_gsCKf4WksfDU/s400/tar%C3%A7%C4%B1nl%C4%B1+ekmek+023.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify"><br />Tarçınlı ekmek değişik bir tat. Ekmek ve bisküvi karışımı az şekerli farklı bir lezzet Beş çayında oldukça revaçta ayrıca kahve ile birlikte ikram edilebilir.İlk akla gelen bu şekilde ekmek olur mu diyebilirsiniz. yazdığım gibi ne ekmek nede bisküvi. İşte böyle bir şey. Ekmek hamuru içerisinde tarçının baskın lezzeti hamura güzel bir çeşni veriyor.Ben denemedim tarçın yerine kakao ile yapabilirsiniz. Denemek lazım.<br /><br /><br /><br /><br />Malzemeler:<br /><br />2.5 su bardağı un<br />1 kahve fincanı zeytinyağı<br />1 tatlı kaşığı tuz<br />1 tatlı kaşığı maya<br />1 tatlı kaşığı tarçın<br />1 kahve fincanı şeker<br /><br />Üzeri için;<br /><br />1 kahve fincanı şeker<br />1 yemek kaşığı tarçın<br /><br />Hazırlanışı:<br /><br />Unu geniş bir kaba alın.Ortasına maya , tuz, şeker ,zeytinyağı ve ılık su koyun. Hamuru yoğurun.Üzerini streç film ile sarın.Bir gece buzdolabında bir gece bekletin.Hamuru oda sıcaklığına getirin. Merdane ile 3mm inceliğinde acın.Resimdeki gibi ince uzun dikdörtgenler şeklinde kesin. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine yerleştirin.Üzerlerine çatalla delikler açın.Fırça ile üzerlerine zeytinyağı sürün.Tarçın ve toz şekeri karıştırıp üzerlerine bolca serpin.Önceden ısıtılmış 180 derece de 15-18 dakika pişirin.</div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-63116893761590362482008-09-19T04:01:00.000-07:002008-09-19T04:04:19.978-07:00Organik kış ürünlerim<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyX4DlExmMwYvoSELPzv7DVolM0CmgQjs2WK5yX6vokcrs4lyAnz7jm6aSl-QaeT_2YzCWDlHzdQueU29yzP-mXOyZB0u8nlVG6vg37dt0UzYa7jQadhAuei2Es6AnWEpn6Dl0uruTtYk/s1600-h/19.9.+2008+kıÅ+haz+035.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5247686356257323746" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyX4DlExmMwYvoSELPzv7DVolM0CmgQjs2WK5yX6vokcrs4lyAnz7jm6aSl-QaeT_2YzCWDlHzdQueU29yzP-mXOyZB0u8nlVG6vg37dt0UzYa7jQadhAuei2Es6AnWEpn6Dl0uruTtYk/s400/19.9.+2008+k%C4%B1%C5%9F+haz+035.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify">’Ege ve Ayvalıkta kış hazırlıkları’’ Adlı kitabım basım aşamasında iken, bizim evde kış hazırlıkları olanca gücü ile devam ediyor Bir hummalı faaliyettir ki, sormayın gitsin. Bu yıl seven dostlarımızdan aşırı sipariş aldık Sizleri ve dostlarımızı ihmal etmeden talebi karşılamak istiyoruz..Yine bu yıl ürettiğim ünlü organik Zeytin tarhanası naif pembe rengi ile şifalı kızılcık tarhanası her hali ile muhteşem oldu.Organik undan yaptığım ,karanfilli ve cevizli köy ekmeğimi taş fırında pişiriyorum.Yolunuz Nişantaşı na düşer ise ünlü kantin restoranda çorbalarımı içebilirsiniz. Cevizli -sarımsaklı ve sade Biber salçası ile…Ağzınıza layık güzel mi,güzel. Dışarıda satılanlar gibi domates karışımı içermiyor .Bu yıl biber fiyatı geçen yıla nazaran iki misli pahalı olsa da .Gün kurusu domateslerimi çok beğeniyorlar. Sızma zeytinyağında ,kekik, tane karabiber ve biberiyeli olup, makarna ,pizza ve salataların eşsiz sosu, cam kavanozlarda sizleri bekliyor. Reçellerimi anlatmaya gerek var mı.? Ekşi elma suyu ile yapılan ünlümü, ünlü Anjelika muhteşem bir tat ,güneşte pişirilmiş. Şeftali,Erik marmelâdı,çilek ve diğerlerini sizlerin beğenisine sunuyorum…Fruktoz ve sorbitollü özel reçel siparişler alıyoruz. Her bir ürünüm standart cam kavanozlarda olup,ne alırsanız alın hepsinin fiyatı yine aynı değişmedi standart 10ytl. Sevgilerimle sizlere sağlıklı mutlu günler dilerim. Ptt kargo ile gönderilir.</div><div align="justify"> </div><div align="justify">siparişleriniz için <a href="mailto:acurol@hotmail.com">acurol@hotmail.com</a></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-40032504817603836732008-09-08T07:34:00.000-07:002008-09-14T10:28:42.112-07:00ANJELİKA OLDU<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgq9CAKiYnKU8aXx6nA6v9zdvU4cDv2I6gpYH68Mcp1CcUeHEHkNxRoeLEFQvUYYAh7T8Bxc-V3nt6rFQRxibUun4-J7pKPzbtDh9-80WhZTAMLabUQzzelWDVL21n4O_V93HZcVsknBvw/s1600-h/1444.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5243659790956335090" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgq9CAKiYnKU8aXx6nA6v9zdvU4cDv2I6gpYH68Mcp1CcUeHEHkNxRoeLEFQvUYYAh7T8Bxc-V3nt6rFQRxibUun4-J7pKPzbtDh9-80WhZTAMLabUQzzelWDVL21n4O_V93HZcVsknBvw/s400/1444.jpg" border="0" /></a><br /><div>Bir kelime buldum çın, çın öter;</div><br /><div>Adı candır.</div><br /><div>Bir erik kopardım can dalından;</div><br /><div>İçi can dolu,</div><br /><div>Adı can, yaprağı can, lezzeti candır.</div><br /><div>Bir gölge düştü önüme dedi ki:</div><br /><div>Bir yüküm var benden ağır</div><br /><div>Bir yüküm var beni taşır</div><br /><div>Adı candır.</div><br /><div>Toprak dedi ki:</div><br /><div>Can Allahın yongasıdır</div><br /><div>Fakat ben bir deri bir kemik </div><br /><div>kaldım.</div><br /><div>Bir de misafirim var adı candır.</div><br /><div>Işık dedi ki:</div><br /><div>üRenklerden, kokulardan,</div><br /><div>Seslerden önce koşup geldim</div><br /><div>İnsanoğluna nur topu gibi</div><br /><div>Bir müjde getirdim,</div><br /><div>Adı candır. </div><br /><div align="justify">Bedri Rahmi Eyüboğlu<br /><br />ANJELİKA OLDU<br /><br />Hazan mevsimi başlangıcı sayılan Eylül,ün günlerinin birinde 21 eylül de Büyük usta Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu yitirdik.(1975) Şiirlerinde meyvelere önem veren bir şair.’’Karadut ve Meyve’’ adlı şiir kitapları var.Kendisini tanıma şerefine nail oldum..Bir Paris dönüşü kendisini karşılamam istendi .Bu vesile ile tanıştık. Benden Export rakı almak istediğini söylediğinde arabamda Tekirdağ mamulü Gülbahar olduğunu söyledim. Duymamış, tanımıyordu bu vesile ile tanışmaya( Gülbahar çoğunuzun bilmediği tekel mamulü özel bir rakı) doğru kumkapı da Kör Agop’un meyhanesine gittik .Dostluğumuz işte böyle başladı.Aynı yıl Bodruma gittiğimizde beni Cevat Şakir Kabaağaç ile tanıştırdı. Birlikte onların deyimi ile papaz uçurup, Bodrum akşamlarını yaşadık. Yaşamımda dost edindiğim,Günümüzde eksikliğini yaşadığımız bu iki müstesna şahsiyetleri saygı ve minnetle anıyorum.Nur içinde yatsınlar.<br />Anjelika bir erik türü Can eriği ile mürdüm eriği karışımı iri yuvarlak,koyu kırmızı renkli bir erik.. Ekşi yeşil elma suyu ile reçelini yapıyorum. Eriğin adından dolayı reçele bu ismi koydum. Fruktoz ile yapıyorum az pişirip bir gece beklettikten sonra güneşte pişiriyorum.Şeker hastalarına doktoru uygun gördüğü takdirde ve dozda tavsiye olunur.. Eriğin yurdu vatanımız Can,Havran (Bekiroğlu) ve papaz eriği ünlü.(tuzsuz yemek kaydıyla )Kara göynük,Üryani ve Köstendil diğer ünlüleri. En çok Rusya ,Romanya ve Amerika’da yetiştiriliyor Türkiye bu sıralamada sekizinci. Anjelika Ünlü Havran eriğine mürdüm aşısı ile elde edilmiş.Havranın farklı bir mayhoş tadı mürdümle bütünleşip çok değişik bir tat oluşturmuş. Erik Böbreklerin ilacı ,şeker hastalarının vazgeçilmez meyvesi.Düşük kalorisi nedeniyle tam bir diyet meyvesi.Nisan –Eylül arası bol bulunan ucuz bir meyve .Afiyetle<br /><br />Malzemeler:<br /><br /><br />1 kilo anjelik eriği<br />1 kilo ekşi yeşil elmanın suyu<br />750 gram toz şeker veya 250 gram fruktoz<br />½ limon suyu<br /><br />Hazırlanışı:<br /><br />Erikleri yıkadıktan sonra ortadan ikiye kesin.Çekirdeğini çıkarıp boyuna dilimleyin. Şekerde bir gece bekletin.Ertesi gün reçeli ateşe koyun .Elmaları katı meyve presinde suyunu çıkarıp tencereye ilave edin.Reçel kaynamaya başlayınca hemen limon suyunu ilave edin.5 dakika daha kaynatıp ocaktan alın.Ağzı açık olarak soğumaya bırakın.Tencerenin üzerine beyaz bir tülbent veya eski bir tül ile örtün.Balkon veya evin en güneş alan kısmında ben ilk gün beklettim. Sizde reçelinizi istediğiniz koyuluğa gelene kadar güneşte bekletin.( geceleri içeri alın)</div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-47490956926900631292008-08-08T02:41:00.000-07:002008-08-08T02:45:08.279-07:00KEŞKÜL-Ü FUKÂRA<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMLmLG1XJqd4tuRrC__tICANgLRdqaGGvCafzUnxCZ6PtmZkJWKGN2n4cMYYdVHjo6lPsdbaMcFD5H3h3IX9xtQ22Zi7MHFKyf8bbv-DGkofzBQExUGPiO0VdZAs_fRZw1EuAQIuUCbDo/s1600-h/IMG_6426.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5232080012004287330" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMLmLG1XJqd4tuRrC__tICANgLRdqaGGvCafzUnxCZ6PtmZkJWKGN2n4cMYYdVHjo6lPsdbaMcFD5H3h3IX9xtQ22Zi7MHFKyf8bbv-DGkofzBQExUGPiO0VdZAs_fRZw1EuAQIuUCbDo/s400/IMG_6426.JPG" border="0" /></a><br /><div align="justify">Bir Osmanlı tatlısıdır. Fars’ça bir kelime olup, yemek kabı anlamında kullanılır.Adını gezgin dervişlerin omuzlarına astıkları kâseden alır.Amacı:birleştirici mêkanın sembolüdür.Adalet ve Halkın huzuruna çok önem veren Osmanlı kadıları muhtelif zamanlarda halkın içerisine karışır,dilencilik yaparlarmış. Keşkül diye adlandırılan kaplardan istifade ederlermiş. Böylece halkın durumunu yerinde görür sıkıntılarını anlarlarmış. Keşkül tatlısının doyurucu ve tok tutan bu kaplarda imaretlerden fakir fukara halka dağıtılması adının bu şekilde anılmasına neden olmuştur.En önemli özelliği ; Kabuğu çıkmış ,temizlenmiş badem içi taş havanda çok fazla hamur haline gelene dek dövülmesidir.Sübye ,süt ve şekerle pişirilmesidir.Osmanlı mutfağı kayıtlarında macun haline getirilmiş muhallebi olarak bahis edilmektedir.Günümüzdeki tarifler aslına uygun değildir.Geçmişte pirinç unu yerine sübye kullanılmıştır..Bugün tek ,tük yerde sübye ile yapılır.Tarifleri inceledim , genelde nişasta ve pirinç unu ile yapıldığından bunların kokusunu alırsınız. Bana sorarsanız olmaz.Sübye de koku olmaz.Diğerleriyle yapılanları hissedersiniz.Ayrıca sübye yapmakta zor değil.Bugün ki teknoloji mutfak robotları veya blendırda .Kırıklı pirincin ılık suda koyu akışkan halidir.Ayrıca tüm süt tatlıları sübye ile yapılmasını öneririm.İşte benim yöntem yani aslı.<br /><br />Malzemeler:<br /><br />1 litre süt<br />1 kase sübye<br />1 su bardağı toz şeker<br />1 su bardağı dövülmüş badem<br /><br />Yapılışı:<br /><br />1 çay bardağı pirinç bir gece evvelinden ılık suda bekletilir.Bademler küçük bir tencerede bir taşım kaynatılır.Soğuduktan sonra kabukları soyulur.Pirinç ve bademler mutfak robotunda birlikte un şekline gelene kadar çekilir.Buradaki püf noktası, pirinçin suyunu süzmeden robotun içine atmanızdır.Bu karışıma Sübye denir.Koyu akışkan bir kıvamı vardır.Süt , şeker ve hazırlanan sübye tencerede kısık ateşte hep aynı yönde karıştırmak suretiyle 10 dakika pişirilir.Ocaktan alındıktan sonra mikser ile 5 dakika çırpılır. Kaselere dökülür ve üzeri badem ile süslenip soğuduktan sonra servise sunulur.Afiyet olsun. </div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-15752877810047715962008-07-30T05:25:00.000-07:002008-07-30T05:26:39.106-07:00Mevsimin ilk organik Pembe domatesleri oldu<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGyC-Naz_e0JVDHNtS0eFn9Kbi__9u_qR2N5WMn88GB61QmiwTVz7M2_1y9XY13zDE4skyBzsdXuUMCR6bo7rkKEHzOpdBO7Ula6LOZ5JoS68jFv6SQ8UZWfNoW1ETpfbp1VizLQpJmew/s1600-h/30+temmuz+2008+037.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5228782417866063842" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGyC-Naz_e0JVDHNtS0eFn9Kbi__9u_qR2N5WMn88GB61QmiwTVz7M2_1y9XY13zDE4skyBzsdXuUMCR6bo7rkKEHzOpdBO7Ula6LOZ5JoS68jFv6SQ8UZWfNoW1ETpfbp1VizLQpJmew/s400/30+temmuz+2008+037.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify">Arzu fotoğraflarını büyük bir ustalıkla çekti. Tam bir stüdyo ortamı olmadığından pembe rengi gerektiği gibi koruyamıyor.Nede olsa renk ve ışık dağılıyor.Amma yinede güzel çekti ben beğendim bakalım sizler beğenecekmisiniz.? Birkaç haftadır yörede semt pazarlarında var.maalesef onlarda bile suni gübre mevcut.Farkı görmek için orijinalini görüp yemek lazım…Tamamen Organik olan bahçemin ilk pembe domatesleri oldu. Anlatılır gibi değil.O,ne tat öyle Bir lezzet abidesi ki sormayın gitsin.Nesli tükenmek üzere bu kokulu domatesleri inanın yazmakla anlatmayla olmuyor.Tatmak yemek gerekli. Ne yazık ki isteseniz de sizlere gönderemem çünkü yolda berbat oluyorlar. nakli mümkün değil. Son derece narin bir yapıya sahipler.Bu domateslerde pembenin naif,romantik yapısını görebilirsiniz…fevkalade ince kabuklu,yumuşak dokulu yolda sarsıntıdan etkileniyorlar.Diğer domatesler gibi sert bir yapıları yok.Geçen sene Vatan gazetesine yolladım olmadı. Hem de ne özene bezene hazırlamıştım. Şu olabilir. Kendi arabamla kontrolüm dahilinde gidersem belki olur. Diğeri mümkün değil.Pembe domatesler genelde Ege ve Ayvalık ve Çanakkale yöresinde yetiştiriliyor.Bir nevi özel imalatta denilir.En önemlisi fideler ekildikten sonra koltuk alma tekniğini iyi yapmak gerekli .Bazı yerlerde okudum balkonda saksıda yetiştirenler de varmış. Kolay gelsin derim . Bence o şekilde oldukça zor.Birde mahdut miktarda olur .Geçenlerde sevgili Dostum İlhan Eksen ve eşi oya hanım bize geldiler.. Projelerimi gecenin ilerleyen saatlerinde etraflıca anlatmıştım.Kendileri beğendiler.Bu yıl yaklaşık on dönüm olan arazide daha geniş kapsamlı tarım yapacağım.Şimdiden söz veriyorum seneye çok bol olacak sizlere bakla,enginar ve her çeşit Ayvalık otlarını isteyene yollayacağım.Bu yıl gelen talebi ziyadesi ile karşılayamadım..Gün kurusu domateslerim kekik ve biberiye soslu sızma zeytinyağı içinde 650 grm lık kavanozlarda 15 ytl ve şekersiz güneşte pişmiş reçellerim mis gibi oldular . kayısı,çilek,şeftali vişne ve mürdüm eriği onlarda 650 grm lık kavanozlarda 15 ytl karşılığı adresinize istediğiniz kadar gönderilir. sevgilerimle sağlıklı ve mutlu kalınız<br />E.Erkan Acurol<br />Eski yazılarım için<br /><a href="http://www.yesilmutfak.blogcu.com/">http://www.yesilmutfak.blogcu.com/</a></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-27785596489173908402008-07-23T14:37:00.001-07:002008-07-23T14:43:46.488-07:00YENİ KİTABIM ÇIKTI<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7LyUci7ssoagjFeRLNYZWkGDV_CwOonFubwFm7lrpeL044dtzvTE0LZhvS7D_N37Gy1B6F96k43QPuEmq5lgSh04gfAF5u7kNoLXxPYM5w1cIyDI_h7JOjhQsJ-peMCtzWo8LKso6t70/s1600-h/456989l.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5226327010929649650" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7LyUci7ssoagjFeRLNYZWkGDV_CwOonFubwFm7lrpeL044dtzvTE0LZhvS7D_N37Gy1B6F96k43QPuEmq5lgSh04gfAF5u7kNoLXxPYM5w1cIyDI_h7JOjhQsJ-peMCtzWo8LKso6t70/s400/456989l.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify">Yemek kültürü yazarı Erkan Acuroİ, yemek severlere başarılı birer sunum ustası olabilmenin kapılarını açıyor. Hazırlanacağınız davetlerde pratik mönülerle güzel bir sofra kurmanın sırlarını veriyor.Sevgliler günü mönüsü, evlilik yıldönümü mönüsü, doğum günü mönüsü,çocuklar için doğum günü mönüsü, anneler günü "brunch" mönüsü, babalar günü çilingir sofrası, yılbaşı mönüsü, iftar mönüsü, bayram mönüsü-. Her kutlama günü için özel olarak hazırlanmış mönülerde yemek tarifleri, birbiriyle uyumlu soslar ve tatlılarla bütünleniyor. Ayrıca kendi özel mönünüzü hazırlayabilmeniz için ek tariflerle zenginleştirilmiş bu kitapla artık her kutlama günü "lezzetli"bir güne, hazırlayacağınız her sofra bîr ziyafete dönüşüyor."Erkan Acurol'un, iyi bir gurme olduğu kadar zevkli ve iyi bir aşçı olmasının bu tariflerde büyük etkisi var bence... Çünkü güzel yemek güzel tarifle olur ama aynı zamanda pişirirken içine bir tutam sevgi katılmış yemek, yani aşçılığı keyifle yapan birinin yemeği ve tarifi bambaşkadır.Bu sırrı da ancak güzel yemek meraklıları ve iyi aşçılar bilir."</div><div align="justify">Ruhat Mengi </div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-71372023688006129262008-07-01T08:31:00.000-07:002008-07-01T08:33:17.442-07:00MUZLU CUPPE<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcn_ewHSMB7h2MS5JhnntRN4yO8dwc6GvcQb8sqNguTiXHXrqCad4YPguB9s5yFPgu9irpCkxQGkYjLbesoiO8k9Edi7R4BRU_W-4kpJf1B1MxRKK4K89qyLMNbECIxfjJ8DruE2OcN7Q/s1600-h/8-6-2007+085.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5218068777242686738" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcn_ewHSMB7h2MS5JhnntRN4yO8dwc6GvcQb8sqNguTiXHXrqCad4YPguB9s5yFPgu9irpCkxQGkYjLbesoiO8k9Edi7R4BRU_W-4kpJf1B1MxRKK4K89qyLMNbECIxfjJ8DruE2OcN7Q/s400/8-6-2007+085.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify">Televizyonda bir tane yemek kanalı olsa ne güzel olurdu.Her gün değişik lezzetler ve farklı tadlar.Birgün Osmanlı yemekleri, birgün pasta tarifleri…Ama işin ustasından ,uydurma değil.Ben şahsen çok isterim böyle bir kanalın olmasını ya siz ? Böylelikle ev hanımları boş diziler yerine Dünyanın 3 büyük mutfağından biri olan Türk Mutfağını işini bilen ustalardan öğrenirlerdi .Büyük şehirlerde artık trend haline gelen yemek kursları her yerde yok.Bu açığı bir televizyon kanalıyla kapamak mümkün. . Türkiye'deki pastacılığın tarihi çok eskilere dayanmıyor. Türkiye pastacılıkla ilk olarak 19. yüzyılda Rusya'ya giden Karadenizli gurbetçiler vasıtasıyla tanışmış. . Pastacıların İstanbul'daki duayeni denilince akla gelen ilk isim Mösyö Harry Lenas'tır... Merak ediyorsanız şimdi tek mağazası kaldı ,oda kadıköyde,Hacı bekirin tam karşısı uğrarsanız ,Ayvalıktan benim selam ve saygılarımıda iletin Lütfen... Onun başarıyla yönettiği Baylan Pastanesi, Cumhuriyet ile yaşıt. Baylan kelime anlamı 'mükemmel, kusursuz' . Tarihte insanların ilk ekmeği yapmaları ve sonrasında onu çeşitli malzemelerle tatlandırmaları pastacılığın başlangıcı sayılıyor. Eski Yunanlılar ve Romalılar döneminde çok ilerlemeler kaydeden Pastacılık, Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ile büyük bir darbe alsa da; Amerika’nın keşfi ile tekrar canlılık kazanmış. Yeni kıtanın keşfi, Avrupa’da şeker ve kakao bolluğuna sebep olmuş. Pastacıların sayısı artsa da devrin kuralları ve imtiyazlı aileleri, pastacıları yanlız kendilerine pasta yapmaları için himayelerine almışlar. Pastacılık tarihinde büyük dönüşüm 18. yüzYılın başlarında Vatelin buluşuyla oldu.Vatel' in bu buluşu "Krem Şanti" idi.Aynı dönemde Stanislas Leczinski "baba reale" yani şambabayı keşvediyordu. Ünlü Fransız pastacı "Caremele"ile pastacılık daha da gelişiyor ve 19. Yüzyılda,Paris bir yerde pastacılığın başkenti oluyordu. 20. yüzyılda pasta yapım metodlarında formüllerin geliştirilmesi ve kalitenin arttırılması ön plana çıkıyordu.Pastacılık ilerleyen teknolojiden nasibini almış,makineleşmenin yanı sıra kullanılan malzemelerin çeşitliliği ve katkı maddelerinin sektöre kazandırılmasıyla tat ve pastanın sunuş biçimi daha da önem kazanmıştı. Pastacılığın yarında yaşayabilmesi ve gelişebilmesi için 3 temel kural gerekiyor; hijjen, lezzet ve kalite!..<br /><br />Malzemeler:<br /><br />Rulo keki;<br /><br />3 adet yumurta<br />1 çay bardağı şeker<br />1 çay bardağı un<br />1 tatlı kaşığı kabartma tozu<br />1 çay kaşığı tuz<br />1 çay kaşığı vanilya<br /><br /><br />İç malzemesi<br /><br />1 paket pasta kreması<br />1 su bardağı süt<br />2 adet muz<br /><br />Üzeri için;<br /><br />100 gram file Antepfıstığı<br />Meyve şekerlemesi<br /><br /><br />Yapılışı:<br /><br />1.Fırını 175 dereceye ısıtın.Yumurta ve şekeri çırpın.Daha sonra kalan malzemeleri ilave edin .Karışım kabarıncaya kadar çırpın.Yağlı kağıt serilmiş 40x30 fırın tepsisine karışımı yayın.10-12 dakika pişirin.Keki pişirirken dikkatli olun.Çok çabuk pişiyor. Üzerine nemli bir bez örterek soğumaya bırakın.Keki uzunlamasına 6 parçaya kesin.Rulo şeklinde sarın.<br />2. Soğuk süt ile pasta kremasını çırpın.Muzun kabuklarını soyun ve 5 parçaya bölün.Her kekin içine krema sürün ve bir parça muz koyun.Tekrar rulo olarak sarın .Pastanın kenarlarına biraz krema sürün ve antepfıstığıyla ( file fındıkta olabilir)kaplayın.Üzerine de artan kremayı krema torbasına doldurun ve dilediğiniz şekilde sıkın. Süslemek için ben meyve şekerlemesi ve Antepfıstığı kullandım .Arzu ederseniz sade olarak ta servis edebilirsiniz.Afiyet olsun<br /><br /> </div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-73366859707037521672008-05-17T07:47:00.000-07:002008-05-17T07:55:30.660-07:00DENİZ BÖRÜLCESİ<div align="justify"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNApzMVua4EE1eURiohOlvDPOBZzautEogPc9HIYOeM9Bf9w3fbSqD32WEX6ZvKKLU_jAh4ZmIKR2TWE2odHQnZs-pM58fl_qC5Gzt6LR4GbQMtgB9LhC7u54NC0Im9bzIG293ZyYQiKk/s1600-h/9.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5201358711946896370" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNApzMVua4EE1eURiohOlvDPOBZzautEogPc9HIYOeM9Bf9w3fbSqD32WEX6ZvKKLU_jAh4ZmIKR2TWE2odHQnZs-pM58fl_qC5Gzt6LR4GbQMtgB9LhC7u54NC0Im9bzIG293ZyYQiKk/s400/9.jpg" border="0" /></a> Şimdi deniz börülcesi mevsimi. Taze olarak deniz kenarı sulak yerlerde mevcut.Şöyle bir gezeyim nasıl deniz börülcesi yapıyorlarmış göreyim dedim.Gördüğüme göreceğime pişman oldum.Efendim pişerken içerisine karbonat ve tuz koyan mı dersiniz 15-20 dak kaynatan mı dersiniz neler, neler yahu arkadaş insana sormazlar mı ot mu kaynatıyorsun işkembemi.Bu kadar zaman kaynayan otun ancak püresi olur.Ayrıca ne tat’ı ne de tuz’u kalır.Fotoğraflarına bakıyorum bulamaç gibi olmuş.Ayıklanmış deniz börülcesi sıcak suda ağzı açık olarak 3-5 dak haşlanır hepsi bu.Tek ,tek üzerindeki zarı alınır.Bol yağlı sosu taratoru ile servis edilir.<br />Taratorlu deniliyor taratorunda ekmek yok.Hiç ekmeksiz tarator olur mu.?At ,at gitsin.<br />Niçin insanlar bilmediği konulara girerler.Anlayamadım gitti.Öğrenmekte istemiyorlar.<br />Deniz kıyılarında suyun gel-git yaptığı yerlerde sular çekildikten sonra yetişen bu bitki, tuzlu, ekşi ama lezzetlidir. Daha çok ilkbaharda tüketilir; çünkü sonbahara doğru deniz tuzunu iyice içine çeker. Haşlanarak salatası yapılır. İyotlu topraklarda yetiştiğinden iyot eksikliğine bağlı guatr hastalığına iyi gelir. İdrar artırıcı ve kuvvet vericidir. Çiğ tüketildiğinde mutlaka sirke kullanmak gerekir. Sarımsak, limon ve zeytinyağı karıştırılarak yapılan sos ile de tüketilir. Çoğu zaman deniz kıyısında bulunurlar. Tuza ve köklerinin su altında kalmasına dayanıklılığı nedeniyle deniz börülcesi deniz kıyılarında, deniz suyunun nüfuz ettiği topraklarda yetişirler. Bu bölgelerde kök salarak sudaki taneciklerin akıntıyla taşınmasını engelledikleri için, sedimantasyona yardımcı olurlar.Evet . Vücutta .iyot noksanlığına bağlı Guatr hastaları dikkat.. organik bir ürün.önemle tavsiye olunur<br /> Malzemeler:<br /> 500 gram deniz börülcesi<br />4 diş sarımsak<br />1 bardak zeytinyağı<br />1 adet limon<br />2 adet olgun domates<br /> Hazırlanışı:<br /> Deniz börülcesi kendinden tuzlu olduğu için haşlama sırasında ayrıca tuz ilave etmeye gerek yoktur . Haşlamadan önce yıkarken suda fazla bekletmemeye özen gösterilmelidir. Aksi takdirde tadı kaçar. Deniz börülcelerini köküyle ve sapıyla güzelce yıkayıp büyük bir tencerede kaynattığımız suya kökleri yukarı gelecek şekilde bırakın.Pişip pişmediğini anlamak için arada bir tanesini alıp tepesinden tutun. Diğer elinizle etli kısmını sıyırmaya çalışın. Dış kısmı iç kısımdaki liflerden kolayca sıyrılıyorsa pişmiş demektir. Pişme olayı 3-5 tamamlandıktan sonra delikli bir kepçeyle kevgire alıp soğutun. Ayıklamak için bir dalı elinize alın .Diğer elinizle her sapın üzerindeki etli kısmını çekip liflerinden ayırın. Domatesleri kabukları soyulduktan sonra küçük küçük doğrayın. Ayrı bir kapta çok iyi dövülmüş sarımsak, zeytinyağı ve limon suyunu karıştırın Deniz börülcelerinin üzerine önce domatesleri daha sonrada hazırladığımız sosu gezdirin.<br /><br /><br /></div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-82939350208855771352008-05-15T07:09:00.001-07:002008-05-15T07:12:19.185-07:00ERİK TURŞUSU<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijKT_t5sRiW2qmZ7isgkTFzDiFLyn3iY9WaJdebLKZ3idTt2lWy3pYIZj1W-DMYGRZW-Kj8ej_xcQqP6ze5tciFwKzhMAij6DxRT6EBZ9mW45T_XMMX-P7wlZ0oLqjgaiPr7433gnfdMg/s1600-h/IMG_8642.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5200606744777745378" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijKT_t5sRiW2qmZ7isgkTFzDiFLyn3iY9WaJdebLKZ3idTt2lWy3pYIZj1W-DMYGRZW-Kj8ej_xcQqP6ze5tciFwKzhMAij6DxRT6EBZ9mW45T_XMMX-P7wlZ0oLqjgaiPr7433gnfdMg/s400/IMG_8642.JPG" border="0" /></a><br /><div align="justify">Mevsim ihtibariyle tam zamanı.Sakın ha..Erik turşusu olur mu demeyin.Müthiş bir tat.Şöyle düşünün olmamış yeşil domatesin,yine küçük salatalığın,taze fasulyenin hatta patlıcanın turşusu olurda canım, can eğrinin turşusu nasıl olmaz.Hemde nasıl bir bilseniz. Denemek için bir küçük kavanoz yapın.Şimdi tam zamanı .Of aman of hem de ne of. Ben sıcak yaz akşamlarında hafif aperatif alırken yanında seviyorum.İnşallah bu senede olacak,geçen sene Efe rakının ödül töreninde boğazda müzik eşliğinde Yatta verilen yemekte ben erik turşusu ile rakı içtim. Arkada çok güzel hanımların yaptığı müzik eşliğinde boğaz ve adalar turu mehtaplı gecede çok ,çok güzeldi.Unutulur gibi değil.İzmir Ticaret odası Başkanı ve Efe rakının sahibi Sayın Ekrem Demirtaş müstesna bir kişilik.Tanrı ona sağlıklı uzun ömürler, her şey versin yakışıyor kendilerine….Unutulur gibi değil...Bu senede yarışma var.Katılıyorum. Allah ne verdiyse birkaç ödül alıp idare ediyorum.Dikkat edin, kitap yazarları, büyük usta geçinenler yarışmalara hiç katılmazlar . Nedenini bir düşünün bakalım….Kazanamazlarsa karizma çizilir...Ben mi….Her zaman yerimi ve ödülümü alırım ,bu şaşmaz.Biliyormusunuz.?yarışma adını duyduğumda nerde olsa giderim.Çok büyük keyif alıyorum O enfes tatları.Özene ,bezene yaparım.kalanıda yarışmacılara ve çevremdekilere sunmanın hazzını yaşıyorum.Ölene kadar da bu tür yarışmalara katılacağım bu benim hobim.Alacağım ödül demiyorum ödülleri size de gösteririm.Pril de güzel bir yarışma tertip etmiş.Sizlerde katılsanıza Orda da varım olsun, Hep birlikte ne güzel olur. Öyle değilmi……….Hadi buyurun</div><div align="justify"></div><div align="justify"> </div><div align="justify"> </div><div align="justify">ERİK TURŞUSU<br /><br />Malzemeler:<br /><br /><br />1 kilo erik<br />5 diş sarımsak<br />5-6 dal maydanoz<br />3 yemek kaşığı tuz<br />5-6 adet nohut<br />1 çay bardağı sirke<br /><br />Hazırlanışı:<br /><br />Erikleri yıkayıp süzülmeye bırakın. Cam bir turşu kavanozunu alın .Kavanozun dibine nohutları bırakın.Erikleri kavanoza yerleştirin.Aralarına sarımsakları ve maydanoz dalların koyun.Bir litre kaynak suyunun içerisine tuz ve sirkeyi atıp karıştırın. l litre su için 3 yemek kaşığı tuz kullanın.Mutlaka kalın tuz kullanın.Kavanozun içine su,sirke v e tuz karışımını dökün.Ağzını kapatıp güneş görmeyen bir yerde saklayın.Eriklerin rengi sarıya döndüğü zaman tüketin.</div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-71463149440914469452008-05-09T12:19:00.000-07:002008-05-09T12:25:28.344-07:00MEVSİMİN İLK ORGANİK ÜRÜNLERİ<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheH0Rg9i8Sgna_Rr4IArtJJCi6Lzh0RRXOd6m8gTe5UWTnRInEo5yrmpEivInK4YF-SJuBwB3PCCXIByv4XrYpXunK-voU4gT9aznw9iKB7EkJeJjqvidjzEx3eSfdrwdFT_tOCFVvU6I/s1600-h/1111006.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5198460392190570738" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheH0Rg9i8Sgna_Rr4IArtJJCi6Lzh0RRXOd6m8gTe5UWTnRInEo5yrmpEivInK4YF-SJuBwB3PCCXIByv4XrYpXunK-voU4gT9aznw9iKB7EkJeJjqvidjzEx3eSfdrwdFT_tOCFVvU6I/s400/1111006.jpg" border="0" /></a><br /><div align="justify">Bahçemde organik ürünlerimden mevsimin ilk ürünü bakla,taze yaprak,börülce ve enginar oldu. İsteyene yolluyorum..Evet gerçek anlamda organik ürünlerimden sizlerde istermisiniz.? İnanın bulunmaz nitelikte lezzet deposu yediğinizde diğer satılanlarla aradaki farkı sizlerde göreceksiniz .Biliyormusunuz ?Sizlere enteresan gelebilir bazı dostlarıma pişirip kargo ile yolluyorum.önümüzdeki günlerde basında ürünlerimle (özellikle pişmiş hali ile) ilgili yazılanları sizlerde okuyacaksınız. Maalesef dünyamız bu hale geldi. plastik üretim aldı başını gidiyor.İnsanlar hastanelerde şifa arıyor.Bunu kabul edin bizlerde sağlıklı beslenmediğimiz gibi sağlığımıza hiç de dikkat etmiyoruz.Doğal sonuca da katlansak maalesef bizim sonumuz böyle olmamalıydı.İnsanoğlu bence böyle bir yaşamı hak etmiyor.Ben bildiğiniz gibi sağlık sorunlarım nedeniyle hastaneleri sık ziyaret ettiğimden sizlerden daha farklı görebiliyorum.Önümüzde ki günlerde yine bahçemde kendi ürünüm Boşnak fasulyesi de olacak.şimdi deniz börülcesi ve istifno hazır .Deniz börülcesi salatası Ayvalık yöresinin ve ayrıcada benim favori salatamdır.Bilgilerinize. Tüm insanlığa sağlıklı ve mutlu yaşam dilerim. </div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-25148865392747986622008-04-26T09:59:00.001-07:002008-04-26T10:00:23.973-07:00İNCİR REÇELİ<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMxPJs4rsL4NmpeMcHibwxHpGOgWvQsq9s8KrThLXSJpDkpC9bNTU3Dp7qKeU0DPXs4AArK3evEFYinHQtDcD5kVHeKM5Ht_fvn_8JRBfgrKFIVPkosU04ObSg-ZVj1b8f_Y_4gW4SBC8/s1600-h/IMG_8293.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5193599862754100098" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMxPJs4rsL4NmpeMcHibwxHpGOgWvQsq9s8KrThLXSJpDkpC9bNTU3Dp7qKeU0DPXs4AArK3evEFYinHQtDcD5kVHeKM5Ht_fvn_8JRBfgrKFIVPkosU04ObSg-ZVj1b8f_Y_4gW4SBC8/s400/IMG_8293.JPG" border="0" /></a><br /><div align="justify">Bazı gözler vardır ki, kişi yeşil giyerse yeşil olarak gözükür.Mavi veya lacivert giyerse ,mavi olur.Kimyasal bir bileşik olan göz taşının da bu özelliği olduğu söylendiği içindir ki adı göz taşı olmuştur. Göztaşı kullanmak ise inciri canlı ve diri göstermesi içindir..Yabani incir, rengi mavi olan göz taşında bekletilince suyu sıkılsa da kaynayınca zümrüdü yeşil rengini korur.Bu reçelin lezzeti ile rengi bir ayrıcalık gösterir bildiğimiz incirden değil yenmeyen yabani incirden yapılır..Pazarlarda köylüler veya çingeneler bazen ayıklanmış olarak ta satarlar.Çünkü ayıklanması da zordur. Kabuğunu incecik üzerinden almak gerekir.Derine kaçar veya patates gibi kalın doğranırsa şekli bozulur. Bu reçelin tadı hafif ve çeşnisi farklıdır. Sebebi ise; meyve aşılı ve lezzetli olmayışından kaynaklanmaktadır. Eskiden İstanbul da ekaliyetin evlerinde çokça bulunurdu. Misafirlerine şekerlik içerisinde kahveden sonra bir bardak su ile ikram edilirdi.Reçelden ziyade bir tür tatlı havası vardır. Bu gün hafta başı tatlı yiyip tatlı başlayalım.. Şimdi mevsimi bir deneyin derim, afiyet olsun………….<br /><br />Malzemeler:<br /><br />1 kg yabani incir<br />8 bardak toz şeker ( 2 kg )<br />1 çay kaşığı göztaşı<br />1 parça limon tuzu yada limon<br />10 adet karanfil<br />3 bardak su<br /><br />Yapılışı:<br /><br />1.Bıçakla incirlerin kabukları incecik soyulur.İncirler bol su ile 20 dakika haşlanır.Haşlanan incirler suyu değiştirilerek bir gece bekletilir.Daha sonra suyu değiştirilerek içine göztaşı atılır.Karıştırılır ve bir saat bekletilir.Sonra bol su ile birkaç su yıkanır ve incirlerin içindeki su iyice sıkılır.<br />2.Şeker su ve karanfil kaynatılır.İncirlerin üzerine dökülür.Bir taşım kaynadıktan sonra limon tuzu veya limon ilave edilir.Reçel kıvamına geldiğinde ocaktan alınır.<br />3.Reçelin kıvamını iki ayrı yolla kontrol edebilirsiniz..Reçelin şurubundan , tırnak veya temiz ve kuru bir kaba damlatılır.Şurup yayılmıyor ve şeklini kaybetmiyorsa reçelin kıvamı tamamdır.Diğeri içinde su dolu bir bardak içine şuruptan bir damla damlatılır.Eğer damla dağılmadan bardağın tabanına kadar inerse kıvamını bulmuş demektir.Arzu ettiğiniz bir yöntemi seçebilirsiniz.<br />4. Reçel kavanoza sıcak iken doldurulmalı , ağzı sıkıca kapatıldıktan sonra ters çevrilip bırakılır.Rutubetsiz ve loş yerlerde saklanır</div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1688731446379499567.post-51711763755778376102008-04-16T12:38:00.000-07:002008-04-16T12:41:34.048-07:00SAP VE KABUĞUYLA ENGİNARLI BAKLA<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnwiSc5Bv6hYD9IO-jWP5A2OB-a-WWGlOU_3-mGQ4Ib6IQnMZNHzEqpCw1oudBp6D1LjkACjD6z33pO0dvtcvKreNC4kV-YoZTpNStZRDB0KqoDHHsl0dxmvlLwEA-yj-RpTQXs4ujdJ4/s1600-h/IMG_6857.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5189930092412499490" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnwiSc5Bv6hYD9IO-jWP5A2OB-a-WWGlOU_3-mGQ4Ib6IQnMZNHzEqpCw1oudBp6D1LjkACjD6z33pO0dvtcvKreNC4kV-YoZTpNStZRDB0KqoDHHsl0dxmvlLwEA-yj-RpTQXs4ujdJ4/s400/IMG_6857.JPG" border="0" /></a><br /><div align="justify">Enginarlar oldu .henüz yerlisi ve Susuz tarım ürünü çıkmasada mevcutlar güzel. çok taze olduklarından,çanak ayıklanması yapılıp,bilinen şekliyle pişirilmez.. Bende bilmiyordum Ayvalığa yerleştikten sonra öğrendim amma enfes.Sakın kabuklarıyla falan demeyin genelde ege bölgesinde bu mevsim yaptığım tarif şekliyle pişirilir.Kabuklarını emerek yiyorsunuz.müthiş bir tat tavsiye ederim.Aklıma gelmiş iken şunuda belirteyim.Hani ayıptır söylemesi ödüllüdür.Ayrıca sevgili dostum yazar sayın Nedim Atilla jüri üyesi iken tadı damağında kalmış.İzmire gelirken pişirip getirirmisin dedi geçmiş yıllarda onada pişirip götürmüştüm. sizede tavsiye ederim. kabuğunu düşünmeyin ayrı bir tat .Şimdilik afiyet olsun.<br /><br />Malzemeler:<br /><br />6 adet Enginar<br />1.5 kilo bakla<br />1 su bardağı zeytinyağı<br />2 soğan(taze)<br />2 limon<br />1 demet dereotu<br />1 adet kesme şeker<br />1 tatlı kaşığı tuz<br /><br />Yapılışı :<br /><br /><br />Geniş bir kapta limonlu su hazırlanır. Daha sonra enginarlar saplarından 2 parmak kalacak şekilde kesilir.Dış yaprakları sarı renge gelene kadar soyulur. Sonra uç kısmından 2 parmak kadar kesilir.Sapıyla birlikte ortadan ikiye bölünür.İçindeki tüylü kısım temizlenir ve hazırlanmış olan tuzlu suya atılır. Bütün enginarlara aynı işlem uygulanır. Daha sonra baklanın dış ve iç kabukları soyulur. Ayıklandıktan sonra 350 gram iç bakla elde edilir.<br /><br />Geniş bir tencereye zeytinyağı, küçük doğranmış taze soğan konur. Üzerine enginarlar yerleştirilir. Enginarların aralarına baklalar serpiştirilir.Tuz, şeker ve limon suyu ilave edilir. Kısık ateşte kapağı açılmadan kendi suyuyla pişirilir.Tencerenin içindeki su bitince pişme işlemi tamamlanmış olur. Ateşten alınca üzerine yarım demet dereotu serpilir. Soğumaya bırakılır.Soğuduktan sonra servis tabağına alınır ve kalan yarım demet dereotuyla süslendikten sonra servise sunulur.Bazı tarifler okuyorum sakın ola ki içine un ve su konmaz. sakın ha....kahve pişen ocakta pişecek.en az1.5 saat.yavaş yavaş kendi suyunu salacak sonra çekecek.Ayrıca iç baklada şart değil taze baklayla olur.kuru soğan konmaz yakışmaz taze bakla taze soğanla iyi olur.</div>yesilmutfakhttp://www.blogger.com/profile/04561445351762755835noreply@blogger.com